Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü kolay olmamış, Osmanlı Devletinin gerilemesi ve yıkılışı birçok iç ve dış nedenin bir araya gelmesiyle uzun bir sürecin sonunda gerçekleşmiştir.
17. Yüzyılın sonlarında başlayan gerileme dönemi, 19. Yüzyıla gelindiğinde artık bir çöküş dönemine dönüşmüş ve Osmanlı Devleti, kendi bağımsızlığını dahi koruyamayacak bir devlet haline gelmiştir.
Nitekim bu durumun bir sonucu olarak, Rus Çarı I. Nikola’nın 1853 yılında ülkesindeki İngiliz elçisine Osmanlı Devletini tanımlamak için kullandığı “Hasta Adam” tabiri, Osmanlı Devletinin bu dönemde düştüğü durumu özetlemesi açısından oldukça önemli bir örnektir.
Yeniçağların yarattığı gümüş enflasyonu, denizaşırı ticaret gemicilik ve ateşli silahlar teknolojisindeki gelişmeler, Osmanlı toplumsal siyasal düzenini sarsan olaylardır.
Ayrıca ülkede tımar sisteminin bozulması, Balkanlar ve Anadolu’daki karışıklar, bu kötü gidişe yeni boyutlar eklemiştir.
Klasik Osmanlı düzeninin bozulmasının ilk somut örneği 7 Ekim 1571’deki İnebahtı Mağlubiyetidir.
Bu mağlubiyet sonucunda Osmanlı Devleti, Akdeniz yani Mısır, Kuzey Afrika ve Lübnan gibi ülkeler üzerindeki iktisadi ve siyasi hâkimiyetini kaybetmiş, bu bölgelerde Avrupalı güçler hâkimiyet kurmaya başlamıştır.
Osmanlı düzeninin bozulmasının önemli bir nedeni de tarımsal-sınai yapıları değişen ve güçlenen iki devlet Avusturya ve Rusya’nın Akdeniz ekonomik ilişkileri içine girmeleridir.
Bu nedenle bu ülkeler Akdeniz ve Balkanlar bölgesinde aktif bir savaş ve iktisadi yayılma politikası izlemeye başlamışlardır. İki önemli anlaşma bu yayılma politikasının somut göstergesidir.
Bunlardan ilki 1699’da Avusturya ile imzalanan Karlofça anlaşmasıdır.
Karlofça Anlaşmasıyla Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa devletleri karşısında eski gücünü kaybetmiş ve bir askeri gerileme dönemine girmiştir.
İkinci anlaşma 1774 yılında Rusya ile imzalanan Küçük Kaynarca Anlaşmasıdır. Bu anlaşma ile Rusya, Osmanlı Ortodokslarının koruyucusu olarak tanınmıştır. Bu olay da Osmanlı gerilemesinde hızlandırıcı bir nokta olarak sayılır.
Osmanlı devletinin bu çöküşe karşı getirdiği ilk öneriler ise toplumdaki ve dünyadaki değişikliği gerçekçi nedenleriyle teşhis edebilen ileriye dönük öneriler olmamıştır.
Osmanlı Devleti’nde geri kalmışlığın bilincine 18.yüzyılda varılmış; Avrupa savaş tekniği kadar sanayisinin de üstünlüğü anlaşılmış ve bu dönemden itibaren Osmanlı Devletinde ıslahat girişimleri başlamıştır.
Osmanlı Devletinin yıkılma nedenlerine geçmeden önce vurgulamamız gereken diğer bir önemli nokta, Osmanlı Devletinin gerilemesine yönelik nedenleri doğrudan ya da tamamen devlet idaresine odaklamak ya da sadece siyaset ve savaşla açıklamaya çalışmanın hatalı ve yanlış olacağıdır. Bu bağlamda Osmanlı gerilemesini dünya tarihinin genel paradigmaları içinde değerlendirmek ve çağdaşlarıyla kıyaslayarak ele almak bir zorunluluktur.
İÇİNDEKİLER
Osmanlı’yı Yıkan Ekonomik Nedenler
Coğrafi Keşifler
İmparatorluk üzerinde ekonomik olarak önemli sayabileceğimiz ilk olumsuz etkiler, Coğrafi Keşifler olarak adlandırılan süreçle doğmuştur.
Coğrafi Keşifler, Osmanlı İmparatorluğu sınırlarından geçen eski ticaret yollarının önemini yitirmesine yol açarak hem vergi gelirlerinin azalmasına hem de bu yollar üzerinde bulunan şehirlerdeki ticaret hayatının sönmesine yol açmıştır.
Sanayi Devrimi
Coğrafi Keşifler sayesinde Avrupa Devletleri sınırsız hammadde kaynaklarına ve değerli maden bolluğuna kavuşmuşlardır.
Bu durum, Sanayi Devriminin Avrupa’da ortaya çıkmasına neden olarak, Avrupa Devletlerinin Osmanlı’nın çok ötesinde bir ekonomik üstünlüğe ulaşmasını sağlamıştır.
Bu ekonomik üstünlük, çok geçmeden askeri ve siyasi üstünlüğü de beraberinde getirmiştir.
Osmanlı Toprak Sistemi
Osmanlı Devletinin yaşadığı mali zorluklar ve vergi kaynaklarında yaşanan daralmalar, Osmanlı toprak sisteminin temel dayanaklarından bir olan Tımar Sisteminin sonunu getirmiştir.
Nakit para ihtiyacına daha çabuk yanıt verebilecek olan İltizam sistemini uygulamaya koyan Osmanlı, belli bölgelerdeki vergi haklarını nakit para karşılığında mültezim denilen kişilere satmıştır.
Bu durum, hem merkezi otoritenin bozulmasını hem de halk arasında hoşnutsuzluğun artmasına yol açmıştır.
Kapitülasyonlar
Osmanlı Devletinin ekonomisi üzerindeki en yıkıcı etkiyi hiç şüphe yok ki, Kapitülasyonlar yapmıştır.
İmparatorluğun güçlü olduğu dönemlerde ticaret hayatına canlılık kazandırmak amacıyla uygulamaya konan Kapitülasyonlar, İmparatorluğun zayıflamasıyla onun istismarı için birer araç haline gelmiştir.
Özellikle 1838 yılında imzalanan Osmanlı-İngiliz ticaret antlaşması Kapitülasyonların geldiği son noktadır. Bu antlaşmayla yabancıların Osmanlı Devleti içindeki ticari faaliyetlerini sınırlayan kısıtlamalar tamamen kaldırılarak, Osmanlı ekonomisine büyük bir darbe indirilmiştir.
Avrupa devletleri bu süreçte, ihracatlarını arttırmaya, ithalatlarını azaltmaya ve yerli üretimlerini dış rekabetten korumaya çalışan merkantilist politikalar uygularken, Osmanlı Devleti kapitülasyonlar nedeniyle tam tersi bir uygulama içerisinde olmuştur.
Üretici yerine tüketiciyi korumaya çalışan Osmanlı ekonomisi, merkantilist Avrupa’nın aksine kârı değil, pazardaki malı bollaştırmayı hedeflemiştir. İthalat kapitülasyonlar aracılığıyla desteklenirken, ihracat ise yüksek vergiler sayesinde kösteklenmiştir.
Dış rekabetin tamamen serbest bırakıldığı böylesi bir ortamda, yerli üretim tamamen çökmüş, ihracat sadece hammaddeyle sınırlı kalmış ve birçok üründe ithalata bağımlı hale gelinmiştir.
Osmanlı Devletinde sermaye birikimine ve yatırıma imkân bırakmayan Kapitülasyonlar, İmparatorluğun Avrupa’nın ucuz hammadde deposu ve açık pazarı haline gelmesini sağlamıştır.
Dış Borçlar
Osmanlı Devleti ilk dış borcunu 1854 yılında Kırım Savaşı sırasında almıştır.
İmparatorluk başlangıçta borçlanmamak için gösterdiği direnci bu ilk dış borçtan sonra sürdürememiş, hesapsız ve ihtiyatsız bir şekilde ve gittikçe ağırlaşan şartlarda yeni dış borçlar almaya devam etmiştir. Böylece dış borçlar, Osmanlı’yı yıkıma götüren önemli bir neden olarak ortaya çıkmıştır.
Ayrıca bu dış borçların yatırım ve kalkınma amacıyla değil, savaş giderlerini karşılamakta ve gösterişli harcamalarda kullanılması, devletin bir süre sonra borç faizlerini bile ödeyemez duruma düşmesine neden olmuştur.
Nihayet, 1881 yılında alacaklı ülkeler tarafından kurulan Düyun-u Umumiye yani Genel Borçlar idaresi ile Osmanlı devletinin gelirlerinin büyük bir bölümü denetim altına alınmıştır.
Toplumsal ve Yönetimsel Nedenler
Osmanlı Devleti’nde ekonomik alanda yaşanan bu olumsuzluklar, yönetimde, devlet kurumlarında, sosyal ve kültürel yapıda yani devletin hemen hemen her alanında büyük bir gerileme süreci başlatmıştır.
Yeteneksiz Padişahlar
“İyi padişahlar başa geçince devlet yükselmiş ve gelişmiş, kötü padişahlar başa geçince devlet gerilemeye başlamıştır” şeklindeki çok bilinen ifade, ekonomik ve tarihsel koşulları göz ardı etmesi nedeniyle ve olayı iyi padişah-kötü padişah şeklinde basitleştirmesi nedeniyle oldukça yüzeysel bir açıklamadır.
Ancak Osmanlı İmparatorluğu mutlakıyetle yönetilen bir devlet olduğundan, elbette padişahların devlet yönetme yetenekleri devletin kaderinde etkili olmuştur. Ancak bu durumu abartmak ve tarihsel-toplumsal koşulların önüne koymak doğru değildir.
Büyük bir imparatorluğun gerileme ve çöküş nedenini sadece yönetimsel eksiklikler ve başarısızlıklar üzerinden okumak hiç şüphe yok ki, dünya tarihinin parametlerini gözden kaçırmak anlamına gelir.
İsyanlar
Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ve halka karşı yönetimde yaşanan adaletsizlikler, Osmanlı topraklarındaki toplumsal istikrarı bozmuş ve gerilemeyle birlikte Osmanlı Devleti, birçok toplumsal içerikli ayaklanmayla baş etmek zorunda kalmıştır.
Bunlardan en önemlisi, 17. Yüzyıl boyunca Anadolu’da yaşanan Celali Ayaklanmalarıdır.
Ayrıca ekonomik düzenin bozulması, köy ve kasabalarda devlet otoritesinin zayıflamasına yol açarak eşkıyalık gibi birtakım asayişsizlik olaylarının çoğalmasına yol açmıştır.
Savaşlar
Osmanlı Devleti kuruluşundan itibaren sürekli olarak savaşmak zorunda kalan bir devlet olmuştur.
Başlangıçta büyümek ve yayılmak için daha sonra da sınırlarını korumak için sürekli olarak savaşan devlet, son dönemlerinde de özellikle Rusya’nın kendisine karşı izlediği emperyalist politikaya karşı mücadele etmek zorunda kalmıştır.
Yıllarca süren ve çoğunlukla da yenilgiyle sonuçlanan bu savaşlar Osmanlı Devleti açısından maddi ve manevi büyük kayıplara neden olmuştur.
Milliyetçilik
Osmanlı Devletinin yıkılmasının bir diğer nedeni Milliyetçilik’tir.
Fransız Devrimi ile birlikte başlayan milliyetçilik hareketleri, Osmanlı gibi çok uluslu bir imparatorluk için oldukça olumsuz sonuçlar doğurmuştur.
Başta Sırp ve Yunan ayaklanmaları olmak üzere Balkanlar’da çıkan milliyetçi isyanlar devleti uzunca bir süre uğraştırmış ve yıkıma götürmüştür.
Aydınlanma Devrimi
Osmanlı Devleti, Yeniçağ’ın başlarında Avrupa’da başlayan Rönesans, Reform ve Aydınlanma gibi gelişim ve değişim süreçlerinin dışında kalmış, bu durum Osmanlı Devletinin dağılmasında önemli bir rol oynamıştır.
Batı dünyasının aksine Osmanlı ise pozitif bilimlere önem vermemiş, dinsel geleneğe ve din eğitimine bağlı kalmayı sürdürmüştür.
Osmanlı eğitim sistemi, gençlere sosyal ve ekonomik hayatta üretici olabilecekleri bir işlev kazandırmaktan ziyade tamamen din eğitimine odaklanmış ve dini içerik kazanmıştır. Bu durum, devletin ekonomik ve toplumsal olarak kalkınabilmesini neredeyse imkânsız bir duruma sokmuştur.
Batı, önce hümanizma ve Rönesans ile birlikte bireyi ve yaratıcılığı merkeze koymuş, sonra da on yedinci yüzyılda Bilimsel Devrim, onsekizinci yüzyılda ise Aydınlanma Devrimi ile birlikte büyük bir zihinsel ve kültürel dönüşüm yaşamıştır. Nihayetinde tüm bu süreçlerin katkısıyla Sanayi Devrimini başlatan Avrupa, “Makine Uygarlığı” na geçiş yapmıştır.
Makine sayesinde günden güne güçlenip büyüyen bu devletler, ucuz hammadde için sömürge, mamul maddeleri içinde pazar arayan dünya lideri ülkeler olmuşlardır.
Kültürel Emperyalizm
Osmanlı Devletini yıkan ve Batılı güçlerin Osmanlı’ya daha rahat nüfuz edebilmesini sağlayan bir diğer etken ise Kültürel Emperyalizm olmuştur.
Bu devletler, özellikle gayrimüslim tebaayı hedefleyerek, İmparatorluğun çeşitli bölgelerinde açmış oldukları okul, hastane ve benzeri kurumlar aracılığıyla kendi kültür ve dillerini yaymışlardır.
Bu durum, gayrimüslimler arasında milliyetçiliğin yükselmesine ve Osmanlı devletine olan düşmanlığın artmasına yol açmıştır.
SONUÇ
Sonuç olarak Osmanlı Devleti, Batıdaki devletlerin dönüşümü ve üstünlüğü karşısında yetersiz kalmış,
- Ulus-devletler ve milliyetçilik çağında çokuluslu bir imparatorluk olması,
- Sanayileşme çağında tarım ekonomisini sürdürmeye çalışması ve
- Modernleşme çağında geleneksel olan tasfiye edememesi nedeniyle dağılmış ve yıkılmıştır.
Dine bağlılık vb. dinsel geneleğin neresinde eğlence hayatı var?
Burası biraz saçma geldi. Sarıktan fes’e nasıl geçildi çok mu gerekliydi (şapka kanunu ile birebir aynı kafa.o zaman olduğu gibi cumhuriyet döneminde aynı yüzeysel modernleşme sanayi yerine fesi günümüzde şapkayı mantık aynı) ,eğlence nasıl geldi ? Rivayetlere göre dansözlük olayı Osmanlının fransaya ihtarı var benim ülkeme sıçrarsa ülkeni başına yıkarım gibi
Osmanlıda harem olayı nedir? Nasıl başlamıştır bunlarda kültürel faaliyetlerin içerisinde midir?
Kültürel emperyalizm bağlamında okul hastane derken müzik eğlence dansözlük meyhane, kumar vb. Var mıydı? Var ise ne zaman başladığı veya geldiği tarih belirtilmemiş .Yıllardır var olan bişey mi yoksa son yüz yıla mı tekamül ediyor.
Mutlakiyetle yönetilen devletin başına kendinden aciz biri gelirse devletin sorununu bir kenara bırakıp zevku sefaya dalarsa elbette kötü padisah olarak nitlenir bunun başka bir izahatı olabilir mi?
BEN BİR KERKÜKLÜ TÜRKMEN OLARAK TARİHÇİ DEĞİLİM AMA BENİN DEDEM KAFKAS GAZİSİ 7,5 SENE RUS VE ERMENİLERLE SAVAŞTI AYRICA ABİSİ SARIKAMIŞ ŞEHİDİ, BEN BU ORTAMDA YAŞADIM IRAK,TA HEM DİN VE HEMDE IRAK OKULUNDA ÇOK İYİ BİR TARİH EĞİTİMİ ALDIM,,TÜRKİYEDE TARİHÇİ YOK BİR ÇOK TARİH KİTAPLARIMIZ AVRUPADAN TERCÜME EDİLEREK FROP OLANLAR VAR TÜRKLER TARİH YAPAR AMA TARİH YAZMAZ EN KÖTÜSÜ 1000 YILLI TARİHİNİ TOPRAĞA GÖMEN BİR MİLLETİZ,,BEN HİÇ BİR ZAMAN TÜRK TARİHÇİLERİNE GÜVENMEDİM OSMANLININ YIKILIŞIN EN BÜYÜK NEDENLERİNDEN BİRİ OSMANLININ SİYASİGEVŞEŞKLİĞİ YANİ DÜNYAYI OKUYAN ONAGÖRE BİR SİYASET YAPAMADILAR,,BUNU UNUTMAYALIM OSMANLI 1453 TEN SONRA YIKILIŞ FERMANI KÜRESELCİLER VE TETİKÇİLERİ SİYON VE İNGİLİZLER PLAN VE PROJE UYGULAMASINA GEÇTİLER AVRUPA BİR BİRİYLE SAVAŞIRKEN İSTANBUL FETHİNDEN SONRA AVRUPA BİRLEŞTİ YANİ OSMANLI AVRUPA BİRLİĞİNİ KURDU,,ELÇİLER,, MİSYONERLER,, CASUSLAR,, TANZIMAT VE İSLAHAT ,, OSMANLI BÜYÜ TAVİZLER VERDİ,,AHTABUT GİBİ SARDILAR OSMANLIYI,,, AMA TÜRK TOPLUMU DİNİNDEN VE GELENEYİNE ÇOK UZAKLAŞTI BU EN BÜYÜ YIKILIŞIN MÜSEBİBLERİNDEN BİRİ,, MİLLET DAGILDI VE HALA DEVAM EDİYOR,,,BU ÇOK ÇOK ÖZET,,,İLK DEFA YAZIYORUM ,,
sanayi konusu önemli tabi ama en önemlisi emperyalizme karşı duramamak olmuş
Osmanlı’nın yıkılma sebebi ortaçağ avrupasiyla aynı kafayı yaşaması. Bilim ve sanayide gelişmek, kültürel olarak yükselmek yerine, Aşağıda gördüğünüz yorumlardaki gibi insanların yapılan yenilikleri veya yapılmaya çalışan yenilikleri din bahanesiyle hep engellemeye çalışmasından kaynaklanıyor. Adam İngiltere yaptı demiş , zina neden oldu demiş. Bu tarz insanlardan bir kurtulamadik.
Çok yanlış hatta tamamen yanlış biraz doru söyleyin bari bizim dimiz İslam dine tabiki değer verilir besmele cekmsini bilmiyen toplum yaratmak istedi batı başardı nededi çörcil bu kuranı Kerim’den uzaklastrmazsak Çanakkale’yi gecemeyiz savaşla bukemedilr bilegimizi şimdi liyakatsiz toplum yapmak istiyorlar .
Bilgi için çok teşekkür ederim.Derslerin bazı yerlerini kaçırmıştım sizin sayenizde çok iyi anladım.Teşekkürler 🙂
gayet güzel özetlenmiş teşekkürler
Baya güzel özetlemiş ve gerekli yerlere değinmişsiniz.
Burada bir çok şey yalan osmanlıyı yıkan ingilizlerin osmanlıya kurduğu osmanlıyı içerden bitiren osmanlının sur içinde yaptığı kendilerince eğlence ye yönelik zina şarap ve buna bağlı borçlanmalar
Osmanlı devletinin yıkılış sebeplerinden en önemlisi, Osmanlı imparatorluk olduğunun farkına varamaması ve ona göre strateji belirleyememesinden yıkılmıştır. Gerisi hikaye..
Osmanlı’nın çöküşü hakkında bulabildiğim en iyi bilgi bu. Bunu mükemmel bir şekilde sunmuşsunuz.
Saolun sizin sayenizde projemden 100 aldım 🙂 Tekrar Teşekkürler
Saolun sizin sayenizde projemden 100 aldım 🙂