Tımar Sistemi Nedir? Kısaca Özellikleri, Amaçları ve Bozulması

Tımar Sisteminin Özellikleri ve Amaçları

 

Osmanlı idari ve askeri teşkilatlanmasının temel ayaklarından biri olan Tımar sistemi, Selçuklular zamanında uygulanan “İkta Sistemi” nin Osmanlı’daki karşılığıdır.  

 

“Dirlik Sistemi” olarak da bilinir.

 

Dirlik, Osmanlı’da hizmet karşılığı devlet görevlilerine ve savaşlarda başarı göstermiş askerlere tahsis edilen topraklardır.

 

 

Bu toprakların mülkiyeti devlete ait olmakla birlikte (miri arazi), işletme hakkı ve geliri dirlik sahibine aittir.

 

Tımar sisteminde köylüler, normalde devlete ödemeleri gereken vergileri tımar sahiplerine ödemişlerdir. Böylece;

 

  • Hali hazırda devlet görevlisi olan Tımar sahibinin maaşı ödenmiş oluyor,
  • Tımar sahibi aldığı bu vergilerle “cebelü” denilen askerleri yetiştiriyor,
  • Ve ayrıca kendisine verilmiş olan topraklarda güvenlik ve asayişi sağlıyordu.

 

Dolayısıyla Tımar sistemi beraberinde birçok önemli işlevi getiriyordu. 

 

Tımar sistemi sayesinde barış zamanında çiftçilikle uğraşarak üretime katkıda bulunan Tımarlı sipahiler, savaş zamanında da tımarlarında besledikleri askerlerle birlikte orduya katılarak Osmanlı ordusunun asker ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılıyorlardı.

 

Bu açıdan bakıldığında Tımar sisteminin faydaları genel olarak şu şekilde özetlenebilir;

 

  • Bütçeden para ayırmadan sadece toprak tahsisi yoluyla asker yetiştirilmiş, böylece ülkenin gerek iç gerekse de dış güvenlik problemi büyük oranda çözülmüştür.
  • Devletin maaş yükü azaltılmış, birçok yöneticinin maaşı hazineye yük olmadan karşılanmıştır.
  • Tarım arazilerinin sürekli bir şekilde işlenmesi sağlanmış ve böylece üretimde devamlılık sağlanmıştır. 
  • Taşrada devlet otoritesi ve merkezileşme sağlanmıştır.
  • Göçebeler yerleşik hayata geçirilmiş ve böylece yerleşik halkla karşı karşıya gelmeleri engellenmiştir.

 

Salyaneli ve Salyanesiz Eyaletler

 

Osmanlı’da Tımar sistemi tüm eyaletlerde uygulanmamış; eyaletlerin özel durumları dikkate alınmıştır.

 

Bu açıdan Osmanlı Eyaletleri Tımar sisteminin uygulanıp uygulanmama durumuna göre “Salyaneli Eyaletler” ve “Salyanetsiz Eyaletler” olarak ikiye ayrılmıştır.

 

Tımar sisteminin uygulandığı eyaletler Salyanesiz yani Yıllıksız Eyaletler olarak adlandırılmıştır.

 

Genelde merkeze yakın konumda olan bu eyaletlerden bazıları şunlardır; Rumeli, Anadolu, Budin, Bosna, Erzurum ve Diyarbakır.

 

Tımar sisteminin uygulanmadığı eyaletler ise Salyaneli yani Yıllıklı Eyaletler olarak adlandırılır. Genelde merkeze uzak eyaletlerden oluşan bu eyaletlerden bazıları şunlardır: Mısır, Trablusgarp, Habeş, Yemen, Basra ve Cezayir.

 

Tımar Sisteminin Bozulması ve Kaldırılması

 

Görüldüğü gibi Osmanlı’nın idari ve askeri teşkilatlanmasında oldukça önemli bir yere sahip olan Tımar sistemi, Osmanlı devletinin özellikle 17. Yüzyıldan itibaren içine düştüğü ekonomik, siyasi ve askeri gerileme süreciyle birlikte bozulmaya başlamış ve kendisinden beklenen işlevleri yerine getiremez olmuştur.

 

Bu durumun yaşanmasında, dünya ekonomik sisteminde yaşanan değişimlerinde oldukça önemli bir etkisi vardır.

 

Buna göre dünya ekonomisi gerek aydınlanma devrimi gerekse de sanayi devrimiyle birlikte durağan ve toprağa bağımlı bir tarımsal üretimden, sanayi ve ticarete yönelen daha aktif bir ekonomiye yönelmiştir.

 

Bu değişim karşısında tımar sistemi “eskimiş ve durağan” bir ekonomik sistem olarak kalmıştır. 

 

Ayrıca gelişen teknolojiyle birlikte ateşli silahlar yaygınlaşmaya başlamış ve savaşlarda tımar sisteminin en önemli bileşenlerinden biri sayılan sipahilere olan ihtiyaç gitgide azalmıştır. 

 

Nihayetinde bu koşulların etkisiyle Tımar sistemi yerini zamanla “İltizam Sistemi” ne bırakmaya başlamıştır.

 

İltizam sisteminde “mültezim” adı verilen kişiler bir anlamda devletin vergi toplama hakkını kiralamışlardır.

 

Mültezimler devlete peşin bir bedel ödeyerek, üç yıllığına kiraladıkları topraklarda yaşayan köylülerin vergilerini kendi hesaplarına toplamışlardır.

 

İltizam sistemi sayesinde halihazırda gittikçe zayıflamakta olan Osmanlı maliyesi, nakit para ihtiyacını bir ölçüde karşılamaya çalışmış, ancak bu sistem de beraberinde birçok başka sorunu getirmiştir. 

 

Tımar sisteminin resmi olarak kaldırılması ise, 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı‘yla olmuştur. 

 

Görüş ve Önerileriniz İçin