Soğuk Savaş Kavramı Nedir?

SOĞUK SAVAŞ NEDİR?

 

Soğuk Savaş, ABD önderliğindeki Batı Bloku ile Sovyetler Birliği önderliğindeki Doğu Bloku arasında ortaya çıkan ve 1947’den 1991’e kadar devam etmiş olan siyasi, ekonomik, bilimsel, teknolojik ve psikolojik çatışma durumuna verilen addır.

 

Dönemin, İngiltere Başbakanı Winston Churcill‘in ünlü “Demir Perde” konuşmasıyla başladığı ve 1991 yılında SSCB’nin dağılmasıyla bittiği kabul edilir. Soğuk Savaş tabirini ilk kez kullanan isim ise ABD’li devlet adamı Bernard Brauch‘tur. 

 

 

Birinci Dünya Savaşından sonra SSCB’nin, Orta Doğu ve Güneydoğu Avrupa’da etkinliğini arttırması nedeniyle; ABD ve İngiltere, Sovyet yanlısı komünist partilerin iktidara gelmemesi için çeşitli girişimlerde bulundu. Bu girişimlerin bir sonucu olarak, NATO (North Atlantic Treaty Organization-Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) ABD’nin önderliği altında 1949 yılında kuruldu. SSCB ise bu gelişmeye karşılık olarak, 1955 yılında Varşova Paktını kurdu ve kendi rejimine yakın ülkeleri bu pakt altında topladı. Bu şekilde karşılıklı ittifakların ortaya çıkması Soğuk Savaş döneminin en belirgin özelliğiydi.

 

 

Birinci Dünya Savaşı’ndan büyük zarar gören Avrupa, bu savaşın bir sonucu olarak dünyanın önemli bir güç merkezi olma özelliğini önemli ölçüde yitirdi. Böylece dünya, iki yeni güç merkezi olan ABD ve Sovyetler Birliği’nin çevresinde doğu ve batı olmak üzere “iki kutuplu” bir nitelik kazandı.

 

 

Batı Bloku, NATO üyesi ve üyesi olmayan ABD müttefiki kapitalist ve antikomünist ülkelerden oluştu. Doğu Bloku ise Varşova Paktı’na üye olan komünist ve bu pakta üye olmayan diğer komünist ülkelerden oluşmaktaydı. Bu iki karşıt blokun yanı sıra hiçbir bloku da desteklemeyen ve kendisine Bağlantısızlar Hareketi adını veren üçüncü bir blok daha vardı. Daha önce doğu bloku içinde sayılabilecek Çin ve Yugoslavya gibi ülkeler, Sovyetler Birliği ile olan görüş ayrılıkları nedeniyle Bağlantısızlar Hareketinde yer aldı.

 

SOĞUK SAVAŞ SÜRECİNDE YAŞANAN GELİŞMELER

 

Soğuk Savaş sürecinde iki blok arasında gerginliğin tırmanmasına yol açan bir çok önemli olay oldu. Bu olaylardan en önemlileri; Kore ve Vietnam savaşları, Berlin Sorunu,1956-1959 yılları arasında Ortadoğu da yaşanan çekişme, U-2 casus uçağı olayı ve Küba Krizi gibi olaylardı.Bu olaylardan Küba Krizi melesine ayrı bir paragraf açmak gerekir. Çünkü 1962 yılında yaşanan Küba Krizi, Soğuk Savaş için bir dönüm noktası oluşturmuş ve nükleer savaş tehlikesinin ne kadar yakın olduğunu ortaya sermişti.

 

 

Bu tehlike, tarafları karşılıklı olarak yumuşamaya zorladı. Keza Soğuk Savaş, 1963’te ABD ile SSCB arasında nükleer denemeleri durdurmaya ilişkin imzalanan Moskova Antlaşması’nın imzalanmasıyla bir yumuşama dönemine girdi. Bu dönem, “Detant” yani yumuşama adlandırıldı.

 

 

1975’de imzalanan Helsinki Nihai Senedi de yumuşama konusunda önemli bir adımdı. Ancak Asya ve Afrika’daki karışıklığın tırmanması bu yumuşama dönemini sona erdirmiş ve 1980’lerin başında soğuk savaş yeniden tırmanmaya başlamıştır. Ancak şunu hemen belirtmek gerekir ki, Soğuk Savaş döneminde yaşanan hiçbir gerginlik taraflar arasında sıcak bir savaşa dönüşmemiştir. Taraflar sıcak savaştan ziyade sürekli olarak birbirlerini yıpratmaya çalışmışlardır. Bu döneme “Soğuk Savaş” denmesinin gerekçesi de tarafların bu politikasıydı.

 

SOĞUK SAVAŞ’IN SONA ERMESİ

 

Nihayetinde taraflar arasındaki bu karşılıklı yıpratma politikasından Batı Bloğu galip ayrıldı. Berlin Duvarı’nın 1989 yılında yıkılması komünizmin çöküşüne zemin hazırladı. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılması ile de Soğuk Savaş denilen dönem sona erdi.

 

Soğuk Savaş Hakkında daha ayrıntılı bilgi arayanlar için KhanAcademy tarafından hazırlanan şu videoyu izlemelerini tavsiye edebiliriz:

 

Görüş ve Önerileriniz İçin