Büyük Buhran: Nedenleri ve Sonuçlarıyla 1929 Ekonomik Krizi

Bu yazımızda siz tarih severlere Büyük Buhran olarak da bilinen, 1929 Ekonomik Krizi’ni sizlere anlattık.

Yazıya başlamadan önce bu konu hakkında kısa kısa konuşalım ve bir özet oluşturalım. Büyük Buhran aslında 1929’da Kuzey Amerika’da patlak vermiş ama etkilerini 1930’larda göstermeye başlamıştır. Bu ekonomik kriz yüzünden milyonlarca insan işsiz, evsiz ve aç kalmıştır.

Hali hazırda savaştan yeni çıkmış halklar için bu kriz büyük bir sorun teşkil etmiştir. Birçok insan bu krizi atlatıp, evsiz, aç kalmamak için hırsızlık, gasp ve birçok suç işlemişlerdir. Bu da asayişi bozmuş, gruplaşmalara sebebiyet verip insanları birbirine düşürmüştür.

Buhran'dan Etkilenen Bir Anne 1929 Ekonomik Krizi
Buhran’dan Etkilenen Bir Anne

Kısaca, Büyük Buhran’ın ne kadar yıkıcı olduğunu anlamanız için dünyadaki geçmiş krizlere bakmanız yeterlidir. Önceki krizler dünya ticaretinde en fazla %7 oranında bir düşüş yaratırken, Büyük Buhran’da bu oran %65’dir.

1929 Ekonomik Krizinin Nedenleri

Böyle bir krizin patlak vermesinin nedeni kısaca 1.Dünya Savaşı ve Amerika’nın kötü yönetimiydi diyebiliriz.

Bazılarınız, Amerika’nın dünya ekonomisini nasıl etkilediğini sorabilir. Ancak o dönem 1.Dünya Savaşı’nın yıkımının dünyada hala sürdüğü ve o yıkım arasında, diğer ülkeler savaşırken, Amerika’nın Avrupa’ya silah satarak zenginleştiği bir dönemdi. Tabii ki bu silah ticaretiyle Amerika Ekonomisi daha da gelişmiş ve büyümüştü.

Fakat 1920’li yılların sonunda Amerika’daki yönetimin (Herbert Hoover Başkanlığı) ekonomi alanındaki tecrübesizliği ve bankacılık sektöründeki birçok açık, bu krizin çıkmasındaki başlıca sebeplerden sayılabilir.

Ancak ekonomik olarak Büyük Buhran’ın çıkmasının sebebini merak edenlere şöyle bir açıklama yapabilirim sanırım; 1.Dünya Savaşı sonrasındaki dünya düzeninde kapitalizm büyük bir rol oynadı ve birçok ülke kapital politikalara geçerek kar oranlarını arttırmaya çalıştı.

Başlıca amacın hep daha fazla kar elde etmek olduğu bu sistem, doğası gereği yatırımı ve üretimi sürekli büyütmeyi gerektirir. Ancak pazarın aynı hızda büyümemesi yani üretimi karşılayacak bir tüketim talebinin oluşmaması kapitalizmde krizlere yol açar. İşte “büyük buhran” olarak adlandırılan 1929 Ekonomik Krizi’nin ortaya çıkmasının da temel nedeni budur.

1929 Dünya Ekonomik Krizi Nerede Başladı?

1929 Buhranı, o dönemde dünyanın toplam sanayi üretiminin %42’sini üreten ABD’de ki New York borsasının çöküşüyle başlamıştır. ABD’de 1920’li yıllarda üretimin olağanüstü bir şekilde artması, ancak işçi ücretlerinin bu üretimi tüketebilecek düzeyde olmaması nedeniyle üretim ve tüketim arasında büyük bir dengesizlik ortaya çıkmıştır. Yani satın alma gücü bu büyüyen üretimle paralel olarak artmamıştır.

Bu dengesizlik, başlarda bankaların konut ve otomobil başta olmak üzere dayanıklı tüketim mallarının satın alınabilmesi için büyük oranlarda kredi vermesiyle giderilmeye çalışıldı. Ancak hem bu kredilerin birçoğunun geri ödenememesi hem de daha fazla kar amacıyla değerinin çok üstü fiyatlara satılan hisse senetlerinin yarattığı gerçek bir üretime dayanmayan büyüme, ABD borsasını olağanüstü olumsuz bir şekilde etkiledi.

Nihayetinde, Ekonomin gerçek durumuyla bağlantısını kaybeden ve tamamen sanal bir büyümeye dayanan ABD Borsası, Kara Perşembe olarak adlandırılan 24 Ekim 1929’da çöktü. Yüzlerce şirket iflas etti, büyük şirketlerin hisse senetleri ortalama yüzde elli oranında değer kaybetti.

1929 Ekonomik Krizinin Sonuçları, Büyük Buhran Sonuçları

Borsada yaşanan bu çöküş, kısa süre içerisinde genel bir krize neden oldu. Banka kredilerinin kesilmesi ve birçok bankanın iflas etmesiyle hem tüketimde hem de yatırımlarda büyük bir düşüş yaşandı. Bu düşüş, kitlesel boyutlarda bir işsizliğe neden olunca tüketim talebi daha da azaldı. Bu Kapitalist sistem için çok büyük bir krizdi.

Çünkü yukarıda da bahsettiğimiz gibi, Kapitalist sistemin ayakta kalabilmesi daha fazla kar elde etmesine; daha fazla kar elde edebilmesi ise tüketimin artmasına bağlıdır. Tarım sektörü de krizden doğrudan etkilendi. Tarım ürünlerindeki fiyat düşüşlerini engellemek için tonlarca ürünün imha edilmesi ülkede açlık sıkıntısının baş göstermesine neden oldu.

Büyük Buhran'ın Sebep Olduğu Fakir Anne ve Çocukları  Oklahoma (1936)
Büyük Buhran’ın Sebep Olduğu Oklahoma’daki Fakir Anne ve Çocukları (1936)

Nihayetinde, bütün ekonomik unsurların birbirini olumsuz bir şekilde etkilediği ve krizin yeni krizler doğurduğu bir döngüye girildi. 1929-32 yılları arasında ABD’de fabrikaların yarısı kapandı; çalışan nüfusun %25’i işsiz kaldı; çiftçilerin %25’i topraklarını kaybetti.

Çok büyük toplumsal acılar çekildi. Örneğin Ünlü ABD’li romancı John Steinback’in büyük romanı “Gazap Üzümleri” bu kriz sonrasında toprağını yitiren bir çiftçi ailesinin California’da tarım işçiliği yapmak için yaptığı yolculuğun acılarını anlatır.

ABD’deki bu büyük buhran, kısa süre içerisinde dünyaya yayıldı. ABD gibi devasa bir ekonominin dışsatımı ve dışalımının azalması İngiltere ve Almanya başta olmak üzere diğer bütün Avrupa ülkelerini ağır bir biçimde etkiledi. İşsizlik yüzde 30’lara çıktı.

Diğer taraftan gıda ve hammadde fiyatlarını uluslararası pazarda oldukça düşmesi gelişmiş ülkelere bu ürünleri satarak geçimini sağlayan geri kalmış ülkeleri de olumsuz etkiledi. Büyük buhran, 1929-32 yılları arasında dünya ticaretinin %60 oranında azalmasına yol açtı.

Büyük buhranın bu olumsuz etkilerinin bir sonucu olarak bütün devletler serbest ticaret ilkesinden büyük tavizler veren çeşitli önlemler almak zorunda kaldı. Gümrükler yükseltildi, dışalımı kısıtlayıcı önlemler alındı. Ülkeler kendi kendilerine yeterli bir ekonomiye dönüşebilmek adına bütün kaynaklarını harekete geçirdi.

Bu çabalar, devletlerin toplumsal kaygıları, ekonomik kaygıların önüne geçirmek zorunda kaldığını gösterdi. Orta sınıfın yok olması, milyonlarca insanın işsiz kalması liberal ve kapitalist demokrasiler için ciddi bir tehlike oluşturdu.

Nitekim böylesi bir ortamda Sovyetler Birliği’nin krizden etkilenmemesi, aksine büyümesi, komünizmi, Batılı kapitalist devletler açısında ciddi bir risk haline getirdi. Ancak yine de büyük buhran, Marksistlerin beklediği gibi dünya çapında bir komünist devrime yol açmadı. Devletler, bunalımdan bir an önce çıkılması için ekonomiye müdahale etti. Bizzat kendisi yatırım yaparak, işsizliği azalttı ve piyasaları canlandırdı. Örneğin dönemin ABD başkanı Hoover baraj ve yol gibi bayındırlık işlerine büyük paralar ayırarak işsizliğin hafifletilmesine çalıştı. Dünya tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olan Büyük Buhran, bir çok tarihçi tarafından, irili, ufaklı diktatörlüklerin ve faşizmin doğmasında; ayrıca İkinci Dünya Savaşı‘nın başlamasında en önemli etkenlerden biri olarak gösterildi.

1929 Ekonomik Krizi Türkiye’nin Aldığı Önlemler ve Krizin Etkileri

1929 Ekonomik Krizi, tüm dünyayı olduğu gibi, genç Türkiye Cumhuriyetini de ciddi ölçüde etkilemiştir.

Türkiye bu dönemde liberal bir ekonomi politikası ile kalkınmak isterken, ortaya çıkan kriz Türkiye’yi daha devletçi bir ekonomi politikasını benimsemek zorunda bırakmıştır.

1929 Ekononmik Krizinin Türkiye açısından doğurduğu başlıca sonuçlar; dış ticaret açığı, işsizlik, halkın alım gücünün düşmesi nedeniyle fiyatların gerilemesi yani deflasyon ve zaten cılız olan sanayi üretiminde yaşanan düşüşlerdir.

Ülkemizde, TÜİK verilerine göre 1939’da %6.9 olan büyüme oranı, 1940 yılında %4.9 oranında azalmıştır. Ayrıca bunun yanında 1930 ve 1933 yılları arasında da hem ithalat, hem de ihracatta önemli ölçüde düşüşler olmuş ve bu Türkiye’yi bazı hamleleri hızlandırmaya itmiştir.

Sanayileşme süreci hızlandırılmıştır. Ülke borçlarının yeniden yapılandırılması için yeni anlaşmalar imzalanmıştır. Merkez Bankası kurma kararı hızlanış ve yeni dış kredi bulma gereksinimini arttırmıştır.

Sonuç olarak 1929 Ekonomik Krizi göstermiştir ki kapitalizmin dayanağı olan piyasa ekonomisi ne liberal iktisatçıların dediği gibi kriz anında kendi kendine dengeye ulaşmış, ne de Marksist iktisatçıların savunduğu gibi girdiği krizlerle yok olmuştur.

1929 Ekonomik Krizi sonucunda kapitalist sistem batmamış ancak krizden çıkışı ancak devlet müdahalesi yoluyla olmuştur. Bu müdahaleler ise önemli ölçüde Keynes‘in görüşleri çerçevesinde şekillenmiştir.

Büyük buhranın ardından dünyanın önemli bir bölümünde müdahaleci piyasa sistemi, serbest piyasa sisteminin yerini almış, kamu kesimi de özel kesimin yanında üretime katılmıştır. Devlet kamu iktisadi teşebbüsleri vasıtasıyla mal ve hizmet üretmeye başlamıştır. Bu yeni ekonomi sistemine karma ekonomi sistemi adı verilmiştir.

Ve bu şekilde bir yazının daha sonuna geldik. Umarız faydalı olabilmişizdir. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere, hoşça kal!

Kaynakça

Yorum yapın