Türkçe Ezan uygulaması, 18 Temmuz 1932’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ezanın Türkçe ve makama uygun şekilde okunmasına dair bir genelge yayımlamasıyla başladı.
Bu genelgenin ardından ezan, 1950’deki Demokrat Parti iktidarına dek, yaklaşık 18 yıl boyunca Türkçe okundu.
Ezanın Türkçe okunması meselesi, Cumhuriyetle gelişen bir düşünce değildir. Zira daha Meşrutiyet döneminde ortaya çıkan dilde sadeleşme çabalarının bir yönü de Türkçenin ibadet dili olarak kullanılmasıdır.
Örneğin devrin önde gelen aydınlarından Ali Suavi, namaz surelerinin Türkçe okunmasını ve hutbelerin Türkçe verilmesini savunmaktaydı.
Yine Türk vatanını Türkçe’nin bütünüyle hâkim olduğu bir ülke olarak tanımlayan Ziya Gökalp de Türkçe ibadeti savunmaktaydı.
Bu isimler, duanın ve ayetin anlamını bilmenin önemini ve böylece Türklerin daha kolay aydınlanabileceğini vurgulamaktaydı.
Bu düşünce Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte güç kazandı. Hatta 1926 yılında İstanbul’da Erenköy Camiinde ezan Türkçe okundu. Bunun üzerine İmam geçici olarak görevden alındı, ancak Meşrutiyet Dönemindeki Türkçe ezan tartışmaları yeniden alevlendi.
Türkçe Ezan metni şu şekildeydi:
Allahu ekber
|
Tanrı uludur
|
Eşhedü enla ilahe illallah
|
Şüphesiz bilirim bildiririm Tanrı’dan başka yoktur tapacak
|
Eşhedü enne Muhammeden resulullah
|
Şüphesiz bilirim bildiririm Tanrı’nın elçisidir Muhammed
|
Hayya ale’salah
|
Haydi namaza
|
Hayya alel-felah
|
Haydi felaha
|
As-salatu hayrun mine’n nevm*
|
Namaz uykudan hayırlıdır*
|
Allahu ekber
|
Tanrı uludur
|
La ilahe illallah
|
Tanrı’dan başka yoktur tapacak
|
Kaynak: https://tr.wikisource.org/wiki/Ezan
1931 yılında, İstanbul’un en ünlü hafızlarını Dolmabahçe’de toplayan Mustafa Kemal, ibadetin Türkçeleştirilmesi için çalışmalara başlanması emrini verdi. Bu amaçla dokuz kişilik bir hafızlar meclisi oluşturuldu.
Bundan sonra Türkçe Ezana geçiş uygulaması aşama aşama gerçekleşmeye başladı;
- 1931 yılının Kadir Gecesi’nde Ayasofya’da hem Türkçe hutbe verildi, hem de Sadettin Kaynak Kur’an’dan bir sureyi Türkçe olarak okudu.
- 30 Ocak 1932’de, İstanbul’da Fatih Camiinde Ezan önce Arapça daha sonra da Türkçe ezan okundu.
- 3 Şubat 1932’de, Kadir Gecesi’nde Türkçe Kur’an ve mevlit okunup tekbir ve kamet getirildi.
- Aynı yılın Ramazan ayının son Cuma namazında ise Sadettin Kaynak Süleymaniye Cami’nde Türkçe hutbe verip, ezan okudu. Ayrıca Ramazan bayramında bütün minarelerden ezanın Türkçe okunmasına karar verildi.
Ancak bu süreçte ezanın Türkçe okunmasına dair bir kanun çıkarılmamıştı. Olay devletin teşvik ve desteğiyle kendiliğinden gelişmişti.
Nihayet Diyanet işleri Başkanlığı, 18 Temmuz 1932’de bir genelge yayımlayarak ezanın Türkçe okunmasını yasal bir zemine bağladı. Ardından bu konudaki denetimler sıklaştırıldı. Hatta bazı şehir ve kasabalarda meydana çıkan küçük çaplı protestolar bastırıldı.
Ancak bu dönemde, Türkçe Ezan uygulaması bir yasa ile belirlenmediğinden, Arapça okunan ezan ve Kuran’a karşı cezai bir yaptırım uygulanmamıştır.
Arapça ezan okunmasına karşı cezai yaptırım uygulaması, 1941 yılında ceza kanununda yapılan düzenlemelerle hayata geçirildi. Buna göre Arapça ezan okuyanların üç aya kadar hapsedilmesi ve para cezasıyla cezalandırılmaları hüküm altına alındı.
Ezan, 1950’de Demokrat Parti’nin iktidara gelmesine dek Türkçe okundu.
Demokrat Parti, iktidara gelmesiyle birlikte ezanın Türkçe’den başka dillerle de okunabileceğine dair bir kanun çıkardı. Böylece Türkçe ezan yasaklanmıyor, ancak Arapça Ezanın yolu açılıyordu. Nitekim çok kısa bir süre içerisinde ezan, tüm Türkiye’de Arapça okunmaya başladı.
ATATÜRK’E MİNNATTARLIĞIMI BİLDİRİRKEN sözüm ona ismi lazım değil parti tarihi bir hata yapmıştır .BİLĞİ PAYLAŞIMINIZ İÇİN SİZE TEŞEKKÜR EDERİM `SADETTİN KAYNAK HARİKA OKUMUŞ AĞZINA EMEĞİNE SAĞLIK