Osmanlıcılık, yeni Osmanlıların Fransız Devrimi sonrası milliyetçilik akımından etkilenen Balkanlar’daki Osmanlı unsurlarını bir arada tutmak ve bu sayede devletin toprak kayıplarının önüne geçmek için ortaya attıkları bir düşünce akımıdır. Osmanlıcılık akımı unsurların birliği olarak adlandırılan “İttihad-ı Anasır” düşüncesine dayanır.
Bu düşünceye göre, tüm Osmanlı unsurları yasalar karşısında eşit oldukları meşruti bir sistemde ve onun bir gereği olarak doğacak olan parlamentoda adil bir şekilde temsil edilecek olursa, hem büyük devletlerin Balkan ulusları için Osmanlı’nın iç işlerine yaptıkları müdahalelerin önü kapatılmış olacak hem de Balkan milletleri Osmanlı üst kimliğini benimseyerek bu devletin çıkarına hizmet etmeye başlayacaktır.
Osmanlıcılık düşüncesi, 1876’da Kanun-i Esasi’nin ilan edilmesiyle birlikte en kapsamlı metin olarak karşımıza çıkmıştır.
Bu dönemde Osmanlıcılığa dayalı olarak Mebusan Meclisi açılmış ve burada tüm Osmanlı unsurlarına temsil hakkı tanınmıştır.
Osmanlıcılık, II. Abdülhamit‘in parlamentoyu feshetmesinden sonra etkinliğini İslamcılığa bıraksa da, II. Meşrutiyet döneminde tekrar gündeme gelmiştir. Ancak Balkan Savaşlarıyla birlikte, Balkanlardaki bir çok milletin bağımsızlığını kazanması sonucunda Osmanlıcılık etkinliğini tamamen yitirmiş ve yerini Türkçülüğe bırakmıştır.