Kurtuluş Savaşı tarihinin önemli olaylarından biri olan Eskişehir-Kütahya Muharebeleri, 10-24 Temmuz 1921 tarihleri arasında İngiliz destekli Yunanistan ve TBMM’ye bağlı düzenli ordu birlikleri arasında gerçekleşti.
Eskişehir-Kütahya Savaşlarının en önemli özelliği, bu savaşın daha önce İnönü Savaşlarında başarılı sınavlar veren düzenli ordunun aldığı ilk büyük yenilgi olmasıdır.
Yenilginin temel nedeni, Yunanlıların topladığı büyük kuvvete karşın, düzeli ordunun henüz hazırlıklarını tam olarak tamamlayamamış olması ve ülkenin bütün kaynaklarından tam olarak faydalanamamış olmasıydı. Yine ordunun silah ve mühimmat ihtiyacını da tam olarak karşılanamamıştı.
Diğer taraftan Eskişehir-Kütahya Savaşlarının bir diğer önemli özelliği savaş devam ederken, Ankara’da I. Maarif Kongresi’nin toplanmasıdır. Bu durum yeni kurulacak Türk devletinin eğitime verdiği önemi göstermesi açısından önemlidir.
Eskişehir Kütahya Savaşlarının önemli sonuçları şunlardır:
- Eskişehir, Kütahya, Bilecik ve Afyon gibi stratejin açıdan önemli şehirler kaybedilmiştir. Hatta düşman bir ara Sakarya Nehri’ni de geçmek suretiyle Polatlı-Ankara yakınlarına kadar ilerlemiştir.
- Ordunun daha fazla zayiat vermemesi ve yeniden düzenlenip kuvvetlendirilebilmesi amacıyla Sakarya Nehrinin doğusuna çekilme kararı alınmıştır.
- Beliren tehlike karşısında Ankara’da bulunan Meclisin Kayseri’ye taşınması gündeme gelmiştir.
- Alınan yenilgi sonucunda Fransa, ateşkes teklifini geri çekerken; İtalya ise Anadolu’yu boşaltma kararından vazgeçti.
- Mecliste Mustafa Kemal’e olan muhalefet artarken, ordunun geri çekilmesi bazı halk kesimlerinde TBMM ve düzenli orduya olan güven azaldı.
- 5 Ağustos 1921’de Başkomutanlık Kanunu çıkarıldı. İlk etapta 3 aylık bir süre için çıkan bu kanunla Mustafa Kemal Paşa’ya Başkomutanlık göreviyle birlikte geniş yetkiler tanındı. Bu kanunda, “Başkomutan, ordunun maddi ve manevi gücünü büyük ölçüde artırmak, yönetimi bir kat daha sağlamlaştırmak için TBMM’nin bununla ilgili yetkisini meclis adına fiili olarak kullanabilir.” hükmü yer alıyordu. Böylece Mustafa Kemal Amasya Genelgesinden sonra ayrıldığı askerlik görevine geri dönmüş oldu. Ayrıca bu kanunla meclisin askeri yetkilerini kendisinde toplayarak Mustafa Kemal Paşa, tek başına hareket etme, hızlı karar alma ve uygulama imkanına kavuşuyordu.
- Mustafa Kemal Paşa, başkomutanlık yetkisine dayanarak, ordunun ihtiyaçlarını giderebilmek amacıyla “Tekalif-i Milliye” emirlerini yayınladı. Bu emirle birlikte halk maddi ve manevi bütün imkanlarıyla Kurtuluş Savaşı’na destek vermeye çağrılıyordu. Böylece ordunun taşıt, araç ve gereç bakımından kuvvetinin arttırılması ayrıca yiyecek ve giyeceğinin temin edilmesi amaçlanıyordu. Nitekim bu kanun sayesinde çok kısa bir sürede Yunan saldırısına hazırlıklı hale getirilen Türk ordusu, Sakarya Meydan Muharebesinde büyük bir zafer kazanmıştır.