23 Ağustos’tan 13 Eylül’e kadar devam eden Sakarya Meydan Muharebesi, Türk tarihi açısından oldukça önemli sonuçlara sahip bir savaştır.
Bu savaş Atatürk tarafından büyük ve kanlı savaş anlamına gelen “Melhame-i Kübra” ifadesi ile adlandırılmıştır.
23 Haziran 1921 günü Yunan ordusunun Sakarya nehrinin doğusunda bulunan Türk mevzilerine saldırmasıyla başlayan bu savaşta Yunan tarafının hedefi, Kurtuluş Savaşı’nın merkezi olan Ankara’yı ele geçirmek ve Türk ordusunun direnme gücünü yok etmektir.
Savaşın başlarında şiddetli Yunan saldırıları karşısında Türk ordusu bazı mevziler kaybetse de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’ nın 26 Ağustos’ta verdiği emir Sakarya Savaşı’nın seyrini değiştirmiştir.
Mustafa Kemal Paşa, “Hatt-ı müdafaa yoktur, Sath-ı Müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça bırakılamaz” emriyle, düşmanın bulunduğu bütün cepheyi savaş alanı olarak ilan etmiştir. Bu strateji, klasik cephe savaşını bir kenara koyarak, çarpışmayı tüm sahaya yaymıştır.
Böylece Yunan ordusu büyük ölçüde yıpratılmış ve 10 Eylül’de başlatılan karşı taarruz neticesine büyük bir zayiat vererek geri çekilmeye zorlanmıştır.
Nihayet savaş, 22 günün sonunda 13 Eylül’de Türk ordusunun kesin zaferiyle sonuçlanmıştır.
40 bin kişilik Türk ordusuna karşın, 88 bin kişilik Yunan ordusu ile yapılan bu savaş, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın siyasi ve askeri iradesiyle kazanılmış ve meclis, Türk tarihinde eşine az rastlanan böylesi bir zafer karşısında, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’ya “Gazi” unvanı ve “Mareşal” rütbesi vermiştir.
Bu zafer milletin orduya ve Mustafa Kemal Paşa’ya olan güvenini arttırmış ve bu güven sonucunda padişah etkisiyle oluşan iç isyanlar ve asker kaçağı olayları oldukça azalmıştır.
Öyleyse Sakarya Savaşı’nın iç politika açısından iki temel sonucu vardır:
1.) Mustafa Kemal’e “Gazi” unvanı ve “Mareşal” rütbesi verilmesi,
2.) Zaferin ardından, halk arasında Mustafa Kemal’e ve Milli Mücadeleye olan güvenin artması. Böylece asker kaçağı ve iç isyan sayısının azalması.
Sakarya Zaferinin dış politikadaki sonuçları ise çok daha önemlidir. En başta bu zafer ile 1683’teki II. Viyana yenilgisinden beri devam etmekte olan Türk geri çekilmesi sona ermiştir. Ayrıca,
1.) İtalyanlar bu zafer sonucunda Anadolu’da işgal ettikleri yerleri boşaltmışlar
2.) ABD,Türkiye’deki Ermeni iddialarını desteklemekten vazgeçerek Misak-ı Milli’yi tanımış,
3.) 13 Ekim 1921’de SSCB ile Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan adına Kars Antlaşması imzalanmış; bu anlaşma ile Türk-Sovyet sınırı kesin şeklini almış,
4.) 2 Ocak 1922’de Ukrayna ile Dostluk ve Kardeşlik Anlaşması imzalanmış,
5.) İngilizler ellerinde bulunan Türk esirleri bırakmaya başlamıştır.
Sakarya Savaşı’nın en önemli sonucu ise hiç kuşkusuz Fransızlarla imzalanan Ankara Antlaşması olmuştur.
Bu antlaşma ile Birinci Dünya savaşı öncesinde kurulmuş bulunan İtilaf Bloğu parçalanmıştır. Fransa Ankara Antlaşması ile
1.) Ankara hükümetini ve Misak-ı Milli’yi resmen tanımış;
2.) İngiltere’nin Doğu Akdeniz politikasını yani Türkiye üzerindeki emellerini desteklemekten vazgeçmiş,
3.) Ermenilere olan desteğini de geri çekerek, onları Kilikya üzerindeki emellerine ulaşmakta tek başına bırakmıştır.
Sakarya Savaşı sonucunda imzalanan Ankara Antlaşması, askeri bakımdan da oldukça önemli ve yararlı olmuştur. Türkiye bu antlaşma ile güney cephesini güvence altına aldığı için, buradaki askerlerini Batı cephesine yönlendirebilme imkanına kavuşmuştur.