Fordizm Nedir?

Fordizm Nedir?

 

1920 li yılların başlarında ünlü sanayici Henry Ford un öncülüğünde uygulamaya konulan üretim yöntemine Fordizm denir.

 

Fordist üretim yönteminin temelinde “üretim bandı” teknolojisi yatar. Bu yöntemde niteliksiz işçiler, üretim bandı üzerinde akan ürünlere belli parçaları monte eder. 

 

Her işçi üretim bandı üzerinde küçük ve nitelik gerektirmeyen bir işi yapar ve böylece aynı işi sürekli yineleyerek makine gibi hızlı çalışmaya başlar.

 

Böylece üretimin standartlaşıp kitleselleşmesi, kolayca denetlenmesi ve niteliksiz işçilerin büyük ölçekli üretimlerde hem ucuz hem de hatasız bir şekilde istihdam edilmesi mümkün hale gelir. 

 

 

Fordizm kavramı, endüstriyel kapitalizmin üretim sürecinde uygulanan ilkelerini tanımlamakta kullanılan bir kavramdır. Bir başka ifadeyle, Fordizm, endüstriyel kapitalizmin kitlesel üretime ve kitlesel tüketime dayalı bir örgütlenme modelini ifade eder. Amerikalı ünlü iş adamı Henry Ford tarafından geliştirilmiştir. Peki Henry Ford kimdir?

 

Ünlü Amerikalı işadamı ve Otomobil firması Ford’un (Ford Motor Company) kurucusu olan Henry Ford’un bir diğer özelliği, dünyada seri üretime dayalı olarak tasarlanan yürüyen bant sisteminin kurucusu olmasıdır.

 

Bu bant sistemi ilk olarak 1908 yılında Ford tarafından geliştirilen T Model aracının üretiminde kullanılmıştır. Yürüyen bant sistemi sayesinde;

 

1. Üretimde otomasyona geçilmiş,

2. Maliyetler düşürülmüş,

3. İşçi ücretleri yükselmiş ve

4. Üretim miktarları çok büyük oranlarda artmıştır.

 

Henry Ford’un geliştirdiği bu sistem, saydığımız bu faydalarından ötürü yalnızca otomotiv sektöründe değil diğer tüm sektörlerde de hızla yayılmıştır. Ortaya çıkan bu kitlesel üretim modeline de Henry Ford’un isminden hareketle fordizm adı verilmiştir.

 

Fordist Üretim Biçiminin Genel Özellikleri

 

Fordizmin genel özelliklerinin ne olduğu konusu hala tartışmalı olmakla birlikte genel olarak şu özelliklere sahip olduğunu söyleyebiliriz:

 

a) Üretimin Standartlaştırılması:

Standart üretim tek veya sınırlı farklılıklara sahip bir ürünün çok sayıda yani kitlesel olarak üretilmesi anlamına gelir. Fordist üretim modelinde belli bir ürünün renk, model, tasarım ve teknik özellikleri açısından standart olarak üretilmesi üretim maliyetlerinin düşürülmesi açısından son derece önemlidir.

 

b) Otomasyon Yolu İle Kitlesel Üretim Yapılması:

Fordist üretim sisteminin en önemli amaçlarından bir diğeri ise üretim sürecinde maliyeti en aza indirgeyerek işletmeye sürekli bir kârlılık kazandırmaktır. Fordist üretim biçiminde esas amaç, büyük ölçekli standart ürünleri çok büyük miktarlarda kitlesel olarak üretmek ve bu yolla büyük kârlar elde edebilmektir. Zira fordist işletmeler otomasyon sayesinde kitlesel üretimin maliyetini oldukça aşağılara çekebilmektedir.

 

 

c) Sosyal Refah Devletinin Düzenleyici ve Kontrol Edici Rolü:

Fordist üretim tarzının ortaya koyduğu bu büyük ölçekli üretim, ancak piyasadaki istikrarlı bir kitlesel talebin yaratılması ile beslenebilir.

Böylesi bir kitlesel talebin yaratılmasında ise görev devletlere düşmektedir. Devletler, etkin bir şekilde gelir dağılımını düzenleyerek ve makro ekonomik dengeleri kurmaya çalışarak talep artışı sağlamış ve böylece fordist üretim sisteminin belki de en önemli dayanağı olan kitlesel üretimin kitlesel tüketim ile beslenebilmesini sağlamışlardır.

Böylece üretim süreci ile tüketim sürecinin iç içe geçtiği bir bütünlük oluşturulmuştur. Fordist dönemin yükselişi ve düşüşünün özellikle Avrupa’da sosyal demokrasinin yükselişi ve düşüşü ile beraber gerçekleşmesi, sosyal refah devleti anlayışı ile fordist sistem arasındaki ilişkinin ne kadar iç içe olduğunun önemli bir göstergesidir.

 

d) Üretimde Merkezi Örgütlenme ve Taylorist Yönetim Anlayışı:

Fordist üretim örgütlenmesi merkeziyetçi bir yönetim anlayışına dayanır. Fordizmde esas hedef işletme içi verimliliği ve karlılığı artırmak olduğu için üretim sürecinde kontrolün tümü yönetime geçmekte ve işçilerin yapacağı bütün işler en ince ayrıntısına kadar önceden belirlenmektedir. Bu konuda Fordizmi tamamlayan ve onun ihtiyaç duyduğu yönetim ilkelerini bilimsel olarak ortaya koyan anlayış ise Taylorizm olmuştur.

 

e) Kitlesel İşgücünün Büyük Ölçekli İşletmelerde Yoğunlaşması:

Kitlesel üretim, çeşitliliği az ancak miktar olarak çok sayıda üretimi ifade eder. Bu üretime uyumlu hâle getirilmiş olan teknolojik donanım, kalifiye düzeyi kısmen az ancak üretim sürecinde rutin işler yapan işgücünün kullanımını gerekli kılar. Bu üretim süreci hem büyük ölçekli işletmeleri zorunlu kılar hem de buralarda çok sayıda işgücünün istihdam edilmesini gerekli kılar. Bu nedenle fordizm, çok defa kitlesel üretim ve kitlesel tüketim olgularının yanı sıra kitlesel işgücü kullanımına da dayalı bir üretim biçimidir.

 

 

Belirtilen bu ilkelere yeni eklemeler yapılabileceği gibi bu ilkelerin bir kapitalist ülkeden diğerine farklılıklar gösterebileceğini de gözden kaçırmamak gerekir. Ancak hiç şüphe yok ki, İkinci Dünya Savaşı’ndan 1970’li yıllara kadar süren fordist üretim biçiminin temel özelliklerini en iyi yansıtan ekonomi, Amerikan ekonomisidir.

 

Piyasaların eskisi kadar istikrarlı olmaması, rekabetin artması, kitlesel mallara olan talebin doyması, taleplerde meydana gelen aşırı farklılaşma, esnekliğe sahip olmayan ve büyük stoklarla çalışan geleneksel üretim yapılarının değişken taleplere yeterince cevap verememesi gibi nedenler fordizmin krize girmesine ve yerini post-fordizm olarak adlandırılan yeni bir üretim ve tüketim paradigmasına bırakmasına yol açmıştır. 

Görüş ve Önerileriniz İçin