Annales Okulu Kısaca Nedir?

Annales Okulu: Tanımı ve Özellikleri

Annales Okulu, March Bloch ve Lucien Febvre‘nin öncülük ettiği bir tarih yaklaşımıdır. Tarihsel araştırmalarda toplumsal ve ekonomik faktörlerin dışlanmasına ve tarihsel araştırmaların sadece siyaset alanıyla sınırlı kalmasına karşı gelişmiştir. 

 

Bu yaklaşıma göre ekonomik, kültürel ve toplumsal faktörlerde tarihin içine sokulmalı ve tarihsel incelemenin alanı genişletilmelidir. 

 

Annales Okulu, tarihsel olayları bir hikaye anlatır gibi tasvir etmekten ya da tarihsel olayları sadece devletler ve savaşlar üzerinden anlatmaktan çok, bu olayları dönemin toplumsal, maddi ve ekonomik koşullarını göz önünde bulundurarak açıklamaya çalışır.

 

Bu anlamda “Annales Okulu” denen tarih yaklaşımı, esas olarak devletler, siyasal mücadeleler, devrimler ve savaşlar üzerinde duran “yukarıdan aşağıya” bir tarih anlayışına karşı, maddi yaşamı, toplumsal yaşamı ve en geniş anlamıyla kültürü konu alan “aşağıdan yukarı” bir tarih anlayışını ifade eder. 

 

Annales Okulu’nun temsil ettiği tarih anlayışına göre Tarih, birbirini izleyen olayların anlatılması yani hikaye edilmesi değil, bu olayların açıklanmasıdır. 

 

Bu anlayışa göre tarih, ancak betimleyici olmaktan çıkıp açıklayıcı olduğu ölçüde bir bilim haline gelebilir.

 

Annales okulu, tarihçilikte büyük adamların (padişahların, vezirlerin, kralların, devlet başkanlarının, komutanların vs.) yerine sıradan insanların araştırılmasını önemsemiş, savaşlar ve antlaşmalarla dolu diplomatik tarih yerine toplumsal dönüşümleri inceleyen, iklim, demografi, tarım, teknoloji, ulaşım, ticaret gibi konuları dikkate alan “bütüncül bir tarih anlayışı” ortaya koymuştur.

 

Bu bağlamda tarihi çalışırken yani “tarihi inşa ederken” iktisat, sosyoloji, psikoloji, coğrafya   gibi bütün sosyal bilim dallarından yararlanmak gerekir. Bu bağlamda Annales Okulu, olay odaklı tarihe karşı sorun odaklı bir tarih anlayışı geliştirmiş, tarihi anlayabilmek için dönemin toplumsal ve ekonomik koşullarının da incelenmesi gerektiğini, dolayısıyla disiplinlerarası çalışmanın gerekliliğini vurgulamıştır.  

Annales Okulu Temsilcileri

 

Bu tarih anlayışı, Fransa’da yayınlanan ve akademik bir tarih dergisi olan “Annales d’Historie Economique et Sociale” (Ekonomik ve Toplumsal Tarih Yıllıkları) adlı dergi çevresinde toplanan akademisyenlerce geliştirilmiştir. Annales tarih yaklaşımına göre tarih bütün sosyal bilimlerin efendisiydi ve bu anlamda diğer sosyal bilim alanlarıyla ilişkiye girmek zorundaydı. Özlü bir ifadeyle tarih sadece tarih değildi. 

 

Bu isimler arasında Lucien Febvre, March Bloch, Gustav Schmoller ve Henri Berr gibi tarihçileri sayabiliriz.

 

Bu anlayışın ülkemizdeki en önemli temsilcisi ise büyük Osmanlı tarihçisi Halil İnalcık‘tır.

 

 

annales

annales

 

 

Annales Okulu ve Fernand Braudel

Ancak Annales Okulu’nun yalnız tarihçi olarak değil, tarih kuramcısı olarak da en önemli temsilcisi hiç şüphesiz Fernand Braudel’dir.

 

Annales Okulunun tarih yaklaşımı Fernand Braudel’in eserlerinde net bir biçimde görülmektedir.

 

Braudel 1949 yılında yayımladığı La Méditerranée et le monde méditerranéen à l’époque de Philippe II (II. Felipe Döneminde Akdeniz ve Akdeniz Dünyası)”cadlı eserinde, antropoloji, iklimbilim, iktisat, demografi, biyoloji vb. pek çok disiplinden yararlanarak, Akdeniz coğrafyasına ve Akdeniz tarihine bir bütün olarak bakmış, coğrafyanın insan ve tarih üzerindeki etkisini derinlemesine incelemiştir. 

 

Fernand Braudel tarafından yayımlanan diğer önemli eser, 1967’de yayımlanan “Civilisation matérielle, économie et capitalisme: XVe-XVIIIe siècle (Maddi Uygarlık ve Kapitalizm, 15 yy. – 18 yy.)” başlığını taşır. Braudel bu eserinde Avrupa’da kapitalizmin gelişmesini, devletler ve büyük siyasal dönüşümler düzeyinde değil, üretim tekniklerinin ve tüketim araçlarının bu uzun dönem içinde geçirdiği değişiklikler düzeyinde incelemiştir.

 

Braudel, “Tarih Üstüne Denemeler” (1969) ve “Uygarlık, Ekonomi ve Kapitalizm” (1979) gibi daha sonraki yapıtlarında ise tarihin toplum bilimleri içindeki yerini incelerken, tarihe belli bir öncelik tanımıştır.

 

Braudel’e göre tarih, toplum bilimlerinin bilimidir. Yani onları bir bütün olarak kapsar, harekete geçiriir ve aynı zamanda onlardan beslenir. 

 

Annales okulunun Fernand Braudel özelinde açıklamaya çalıştığımız bu tarih yaklaşımı, daha sonraki dönemlerde de pek çok tarihçi ve sosyal bilimci tarafından da benimsenmiştir.

 

Örneğin Dünya Sistemi Yaklaşımını ortaya atan iktisatçı İmmanuel Wallerstein, düşüncelerini geliştirirken Annales Okulu’ndan ve Fernand Braudel’in görüşlerinden oldukça etkilenmiştir.

Görüş ve Önerileriniz İçin