İran ve Irak, 1921’den yani Irak Krallığı’nın kurulmasından beri Dicle ve Fırat’ın ortak deltası olan ve iki ülke arasında sınır olan Şattülarap’ın denetimi yüzünden sürekli bir anlaşmazlık içinde bulunmuşlardır.
1975’te Cezayir’de imzalanan Cezayir Anlaşması ile bu bölge iki ülke arasında paylaşılmış ve iki ülke arasındaki sorunlar kısmen askıya alınmıştı.
Ancak 1979’da İran İslam Devrimi’nin gerçekleşmesi İran ve Irak arasındaki sorunlara yeni bir boyut getirdi.
- Irak’ın, İran’daki muhalifleri İslam Devrimi’ne karşı kışkırtmaya başlaması,
- İki ülke arasındaki sınır sorunları,
- İki ülkenin de bölgelerindeki suyollarını kontrol etmek istemeleri ve
- Arap Dünyası’nın liderliğini ele geçirmek istemeleri,
İran ve Irak arasındaki ilişkilerin giderek gerginleşmesine yol açtı.
Nihayetinde 17 Eylül 1980’de Irak başkanı Saddam Hüseyin Cezayir’de imzalanan anlaşmayı yürürlükten kaldırdığını açıkladı ve Irak ordusu 22 Eylül’de İran topraklarını işgal etti.
Saddam’ın amacı bölünmüş ve diplomatik açıdan yalnız bırakılmış İran İslam rejimini çökertmekti.
Ama Saddam’ın bu hesabı hiç de beklediği gibi kolay çıkmadı.
Tersine vatanseverlik duygularıyla ayağa kalkan İranlılar, gönüllü olarak askerliğe akın ettiler.
İran 1982 yılında, Hürremşehir limanını geri almayı başardı ve Irak topraklarına girdi.
Şubat 1986’da Irak yarımadası Fao’nun düşmesi, İran saldırısının doruk noktası oldu. Ama bu tarihten sonra savaş, çatışma kanlı bir çıkmaza saplandı ve tehlikeli bir tırmanış gösterdi.
Batılı donanmaların Basra Körfezi’ne müdahalesi(1987 yazı), başkentlere füze saldırıları (özellikle Şubat 1988’de) ve Irak’ın kimyasal silah kullanması savaş sırasında yaşanan önemli gelişmelerdi.
Temmuz 1987’de Birleşmiş Milletler ateşkes çağrısı yapan 598 numaralı kararı kabul etti.
Ancak İran kararı tanımadı.
Ne var ki, Fao yarımadasının Nisan 1988’de Iraklılar tarafından geri alınması, İran’ın zafer umutlarını tamamen kırdı.
İran’ın maddi bakımdan ve insan hayatı açısından pahalıya mal olan bu savaşı artık daha fazla uzatmaya imkânı yoktu ve 18 Temmuz 1988’de İran ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı.
Sonuçta,
Bir milyondan fazla kişinin öldüğü ve petrol üretim tesislerinin ağır zararlar gördüğü bu savaşla birlikte, her iki ülke de bölgesel güç olma yolundaki mücadelelerinde ekonomik ve siyasal güçlerini kaybederek büyük sorunlar yaşadı.