Elit Teorileri: Gaetano Mosca ve Yönetici Sınıf

 

Mosca’nın Yönetici Sınıf Teorisi

 

Mosca, kendisi elit terimini kullanmamakla beraber, elit ve kitle ayrımını ilk defa sistemleştiren siyaset bilimci sayılır.

 

Elit kavramı yerine yönetici sınıf kavramını kullanan Mosca, kurduğu teoriye ve ana eserinin başlığına da bu adı vermiştir.

 

Mosca, bütün toplumların yönetici sınıf ve yönetilen sınıf olmak üzere iki sınıfa ayrıldığını belirtir. Mosca‘ya göre daima azınlıkta olan, bütün siyasal fonksiyonları gören ve iktidarın tekelini elinde tutarak onun sağladığı bütün nimetlerden yararlanan sınıf, yönetici sınıftır.

 

Çoğunlukta kalan sınıf ise tamamen birincinin kontrolü ve yönetimi altındadır ve yönetici sınıfın belirlediği hedeflere ve kurallara göre hareket etmek zorundadır.

 

Peki, bir azınlık –hatta bazen çok küçük bir azınlık- nasıl olur da çoğunluğu her zaman kendi yönetimi altında tutabilir?

 

Mosca’ya göre bunun cevabını, azınlığın örgütlenmiş olmasında, çoğunluğun ise örgütlenmemiş, dağınık bir yığın oluşturmasında aramak gerekir.

 

“Tek bir güdüyle hareket eden örgütlenmiş bir azınlığın, örgütlenmemiş bir çoğunluğu hükmü altına alması kaçınılmazdır” diyen Mosca’ya göre yönetici azınlığa dâhil olan kişiler, genellikle bazı üstün yeteneklere sahip olan kimselerdir.

 

Yönetici sınıfın kitleleri hükmü altında tutmak için kullandığı yöntemler koşullara göre değişiklik gösterebilir. Bunlar, hukuk ve kanun yolları olabileceği gibi, yine koşullara göre inandırma veya kandırma, hile ya da şiddet yolları da olabilir.

 

Baştaki katı görüşlerinde sonradan bazı değişikliklere giden Mosca, yönetici sınıfın alttan yani yönetilen sınıftan gelecek baskılara açık bulunduğunu ve ister istemez bunların etkisi altında kalacağını kabul etmiştir.

 

Dolayısıyla Mosca’ya göre yönetici azınlığın çoğunluk üzerinde tam ve mutlak bir egemenliğe sahip olduğu söylenemez. Bu yüzden yönetici sınıf yönetilen sınıfın bazı istek ve eğilimlerini göz önünde tutmak zorundadır.

Mosca’ya Göre Yönetici Sınıfın Özellikleri

 

Mosca’ya göre yönetici sınıf, kapalı, devamlı, değişmez bir sınıf değildir.

 

Toplumdaki ekonomik, sosyal ve kültürel değişmelere paralel olarak yönetici sınıfın yapısında da değişmeler olması kaçınılmazdır.

 

Yeni sosyal güçlerin ortaya çıkışını ve bunların alt kademelerden üst kademelere doğru tırmanmak istemelerini uzun dönemde engellemek neredeyse imkânsızdır. Toplum hiyerarşisinin tepesindeki durumunu ve iktidar tekelini sürdürmek istemesine rağmen her yönetici sınıf eninde sonunda yerini yeni bir yönetici sınıfa bırakmak zorundadır.

 

Bu değişme ve yenilenme süreci uzun süreli bir evrim sonucunda olabileceği gibi, ani bir patlama yani bir devrim sonucunda da olabilir.

 

Devrim olasılığı daha çok yönetici azınlığın saflarını fazla kapalı tutması ve kitlelerden gelen katılma isteklerine set çekerek direnmesi halinde kendini gösterir.

 

Ancak her halükarda yönetici sınıfın yapısındaki değişme, siyasal sistemin temel niteliğinde bir değişime yol açmayacaktır. Toplum gene bir azınlık tarafından yönetilecek ve oligarşik niteliğini korumaya devam edecektir.

 

Marx’ın Hakim Sınıfı ve Mosca’nın Yönetici Sınıfı Arasındaki Farklar

 

Marx’in “hâkim sınıf” kavramı ile Mosca’nın “yönetici sınıf” kavramı arasında kısa bir karşılaştırma yapmak, Mosca’nın teorisini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

 

Bu iki kavram arasında kesin fark, hatta bir zıtlaşma vardır. Marx’ın “hâkim sınıf” kavramı tamamen ekonomik bir temele dayalıdır. Hâkim sınıf, üretim araçlarını elinde tutan, üretim araçlarını elinde tuttuğu için toplumda ekonomik güce sahip olan, ekonomik güce sahip olduğu için de aynı zamanda siyasal iktidara hâkim olan sınıftır.

 

Mosca’nın yönetici sınıfının oluşmasında ise yalnız ekonomik faktör yani servet değil, soy, ırk, aile, eğitim, entelektüel veya askeri başarı vs. gibi daha başka birçok faktörler rol oynar. Yönetici sınıfı kitlelerden ayırt eden başlıca unsur ise üstünlüktür. Bütün elit teorileri gibi Mosca’nın teorisi de üstün yeteneği veya seçkinliği yönetici sınıfa giriş için temel etken olarak görür.

 

Öte yandan, Marx’ın hâkim sınıfı tamamen “kapalı” bir sosyal grup saymasına ve sınıflar arasında gittikçe genişleyen ve aşılması imkânsız bir uçurum bulunduğunu ileri sürer. Buna karşın Mosca’nın teorisi, alt tabakalardan üst tabakaya geçiş imkânlarının açık olduğu ve yönetici sınıfın, zamanla “yenileşmesi” fikrinin kabul edildiği bir teoridir.

 

Son olarak iki tez arasında, ideolojik yönden de tam bir uyuşmazlık olduğunu söyleyebiliriz.

 

Şöyle ki, Marksizm’de proletarya diktatörlüğü yoluyla hâkim sınıfın bir gün ortadan kalkacağı ve ileride “sınıfsız” topluma ulaşılacağı öngörülürken; Mosca’nın teorisi, geçmişte olduğu gibi gelecekte de bütün toplumlarda daima bir yönetici sınıfın varlığını devam ettireceğini öne sürer.

 

Yani Mosca’ya göre, çoğunluğun bir azınlık tarafından yönetilmesi kaçınılmazdır, dolayısıyla “sınıfsız” topluma ulaşmak mümkün değildir.