Körfez Savaşı Nedir? Nedenleri ve Sonuçlarıyla Kısaca Körfez Savaşı

 

Birinci Körfez Savaşı olarak da bilinen Körfez Savaşı, Irak ile ABD, İngiltere, Kuveyt, Fransa ve Suudi Arabistan gibi ülkelerden oluşan koalisyon güçleri arasında, 2 Ağustos 1990’da başlayan ve 28 Şubat 1991’de sona eren savaştır. Savaşın nedeni Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesidir.

 

Körfez Savaşı’nın Nedenleri

 

Körfez Savaşı’na doğru giden süreç, aslında 1980 ve 88 arasında yaşanan Irak-İran savaşıyla başlamıştır. Bu savaş sırasında Irak, 1,5 milyon asker ve 5 bin tanktan oluşan büyük bir ordu kurmuştu. Ancak böylesi bir orduyu kurmak Irak ekonomisi üzerine büyük bir yük getirmiş ve Irak, Kuveyt ve Suudi Arabistan gibi ülkelere borçlanmıştı.

 

Borçlarını ödemekte zorlanan Irak lideri Saddam Hüseyin, ülkesinde yaşanan ekonomik zorluklar için Kuveyt’i suçlamaya başladı. Saddam’a göre çok fazla petrol üreten Kuveyt, petrol fiyatlarının düşmesine neden oluyordu. Kuveyt’e yönelik bir diğer suçlama ise, Kuveyt’in Irak sınırına yakın yerlerde kurduğu tesislerle Irak petrolünü çaldığıydı.

 

Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesinin elbette daha köklü nedenleri de vardı. Hiç şüphe yok ki para ve güç bu nedenlerin en başında geliyordu. Saddam, petrol zengini bir ülke olan Kuveyt’i işgal etmenin, Irak’ın mali problemlerini çözeceğine ve Irak’ı daha güçlü bir ülke haline getireceğine inanıyordu. Ayrıca Irak, Kuveyt’in tarihsel olarak kendisinin bir parçası olduğuna inanmaktaydı. Saddam’a göre Kuveyt, ayrı bir ülke değil Irak’ın bir parçası olmalıydı.

 

Körfez Savaşının Başlaması

 

Irak, bu suçlamalarla 2 Ağustos 1990 tarihinde Kuveyt’i işgal etti. Büyük bir Irak ordusu, sınırı geçerek Kuveyt’in başkentini ele geçirdi. Kuveyt’in bu saldırıya cevap verebilmesi ise mümkün değildi. Zira Kuveyt, Irak ordusu ile karşılaştırılamayacak denli küçük bir orduya sahipti. Bu nedenle Irak güçleri, 12 saat gibi kısa bir süre içerisinde Kuveyt’in büyük bölümü kontrol altına aldı.

 

 

İşgalin ilk birkaç ayında askeri olarak harekete geçmeyen ABD, Irak’ı diplomatik yollarla Kuveyt’ten çıkarmaya çalıştı. Ancak Saddam’ın ısrarı üzerine, başını ABD’nin çektiği koalisyon güçleri, Kuveyt’i geri almak üzere 17 Ocak’ta Irak’a saldırdı. Bu askeri harekât, “Çöl Fırtınası Operasyonu” olarak adlandırıldı.

 

Irak’a ilk saldırı, Bağdat’ın savaş uçakları tarafından bombalanmasıydı. Ardından Kuveyt ve Irak’ta bulunan stratejik askeri noktalar bombalandı. Irak’ın bu saldırılara cevabı, Kuveyt’te bulunan petrol kuyularını patlatmak ve milyonlarca galonu bulan petrolü Basra Körfezine boşaltmak oldu. Bu kuyular aylarca yanmaya devam edecekti. Irak’ın saldırılara karşılık olarak bulduğu bir diğer yöntem, İsrail topraklarına scud füzeleri fırlatmaktı.

 

Ancak Irak’ın bu çabaları başarısızlıkla sonuçlandı. Koalisyon güçleri, 24 Şubat tarihinde bu kez karadan harekete geçmeye başladıklarında ve Irak ile Kuveyt boyunca ilerlemeye başladıklarında, Saddam Hüseyin’in Irak ordusuna Kuveyt’ten geri çekilme emri vermek dışında bir seçeneği kalmamıştı. Nihayet, 28 Şubat 1991’de bir ateşkes imzalamak zorunda kaldı.

 

Körfez Savaşı’nın Sonuçları

 

Ateşkes şartlarına göre Irak, Birleşmiş Milletler tarafından silah denetimi altında tutulacak, ayrıca Irak’ın güneyi uçuşa yasak bölge ilan edilecekti. Ancak yıllar geçtikçe Irak, ateşkes şartlarını devam ettirmeyi reddetti. Saddam Hüseyin, özellikle Irak’ın silahlanması konusundaki herhangi bir BM denetimini kabul etmedi. Bunun üzerine 2002 yılında yeni bir savaş başladı. II. Körfez Savaşı olarak da adlandırılan bu savaşın gerekçesi, ABD Başkanı George H.W. Bush’un Irak’ı kimyasal silahlar edinmekle ve dünya barışını tehdit etmekle suçlamasıydı.

 

Peki Körfez Savaşı karşısında Türkiye’nin tutumu ne olmuştu? Bu soruya yanıt bulmak için BBC News Türkçe tarafından hazırlanan şu kısa belgeseli izleyebilirsiniz:

 

Görüş ve Önerileriniz İçin