İlk kez 1993 Kopenhag Zirvesinde ortaya konulan ve ardından 1995 Madrid ve 1997 Luxembourg zirvelerinde geliştirilen Kopenhag Kriterleri, bir Avrupa ülkesinin AB üyeliğine kabul edilebilmesi için sahip olması gereken temel nitelikleri belirtir.
Diğer bir ifadeyle, bugün Avrupa Birliği‘ne üye olmak isteyen her ülke, bu kriterleri yerine getirmek zorundadır.
Bu kriterlerin en baştaki amacı, AB’nin genişleme sürecini, sürdürülebilir bir hale getirmek ve üye ülkeler arasında gerek siyasal gerekse de ekonomik bütünleşmeyi tam anlamıyla sağlayabilmektir.
Bu nitelikler siyasal ve ekonomik olmak üzere başlıca iki temel başlık altında incelenebilir.
Kopenhag Kriterlerinin siyasal ayağına göre; AB’ye aday olan ya da aday olmak isteyen ülkelerde demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıkların korunması ve saygı görmesini teminat altına alan kurumların istikrara kavuşturulmuş olması gerekir.
Ekonomik kriterler ise, işleyen bir piyasa ekonomisinin varlığını ve AB içindeki rekabet ve piyasa güçleriyle baş edebilme kapasitesini üyelik için bir ön koşul sayar.
1993 Kopenhag Zirvesinde aldığı kararlarla genişleme sürecini başlatan AB, bu zirvede AB’ye üyelik için aranan koşul ve kriterleri saptamıştır.
“Üyelik, adayın siyasi, ekonomik ve parasal birliğe katılım da dahil olmak üzere, üyeliğin getirdiği yükümlülükleri üstlenebileceğini varsayar” diyerek, AB müktesebatına uyumun temin edilmesi gerekliliğini AB’ye üyelik için bir ön koşul haline getirmiştir.
Ayrıca bu ifade ile, AB’nin sadece ekonomik değil, siyasal bütünleşmeyi hedeflediğinin de altı çizilmiştir.
1995 Madrid Zirvesi ve 1997 Luxembourg Zirvesi’nde ise AB’nin siyasal ve ekonomik kurallarının adaylarca etkili bir biçimde uygulamaya konulmasının önemi vurgulanmıştır.
Kopenhag, Madrid ve Luxembourg zirvelerinde ayrıca, AB’nin yeni üyeyi sindirebilme kapasitesine sahip olması gerektiği üzerinde de dikkatle durulmuştur.
Buna göre, adayların Kopenhag kriterlerini tam anlamıyla yerine getirip getirmediğini, bu yeni üyenin AB’ye getirebileceği yükün ağırlığını göz önünde bulundurarak, AB kurumları ve üye devletler karar verecektir.
AB’ye tam üyelik hedefiyle hareket eden Türkiye, aday ülke statüsünün resmen ilan edildiği 1999 Helsinki Zirvesi’nde Kopenhag Kriterlerine uymayı taahhüt etmiştir.
Özetle Kopenhag Kriterleri, AB üyesi olacak ülkelerde demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, azınlık hakları ve piyasa ekonomisi gibi konularda uyulması gereken temel kuralları belirlemektedir.
Kopenhag Kriterleri hakkında daha ayrıntılı bilgi için:
T.C. Kamu Denetciligi Kurumu- Kopenhag Kriterleri
Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı – Siyasi Kriterler
Kopenhag Katılım Kriterleri: Avrupa’yı Değiştiren 20 yıl – Stefan Füle
KOPENHAG EKONOMIK KRITERLERI VE TÜRKİYE’NİN UYUM SÜRECİ – Orhan Morgil