Barok Nedir? Barok Sanatının Özellikleri ve Temsilcileri

Barok Sanatının Genel Özellikleri


Barok sanatı Avrupa’da ortaya çıkan ve sırasıyla resim ve mimaride etkisini gösteren bir anlatım biçimidir.

Barok kelimesi Portekizce kökenli bir kelime olup düzensiz bir şekle sahip inci anlamına gelen “Barocco” kelimesinden gelmektedir.

Barok sanatının bir dönem olarak kesin sınırları çizilemese de Barok sanat anlayışı daha çok 17. ve 18. yüzyıllarda resim, müzik heykel ve mimari gibi sanatın her alanında etkili olmuştur.

Barok sanatının 1699 yılında İtalya’da doğmuş olduğu kabul edilse de Antik Çağ eserlerinde de barok sanatının izlerine rastlanmaktadır. 

Barok sanatının ortaya çıktığı dönemde Almanya’da 30 yıl savaşlarının devam etmesi nedeniyle, o dönemde Avrupa şehirleri içinde en gösterişli olan Roma ve çevresinde resim, heykel ve mimaride önemli eserler verilmiştir.

Savaş nedeniyle sanatçıların İtalya’ya göçmesi üzerine Barok sanatının İtalya’da yükseldiği ifade edilmektedir .

Barok dönemi sanat anlayışı genel özellikleri bakımından Rönesans’ın sanat anlayışını eleştiren “Maniyerizm” akımı ile benzer özerlikler göstermektedir. Ancak maniyerizm akımındaki fazlasıyla süsleme ve eserlerde zorlama duran bu süslemelere karşı bir tepki de içermektedir .

Resimde ve mimaride hareketli figürler ile net detayların varlığı dikkat çeker. Yalnızca resim, heykel, mimari ve müzikte değil dönemin edebiyatı üzerinde de barok sanatı etkili olmuştur.

Barok döneminde resimde dinsel ve mitolojik konular işlenmiştir. İnsan portreleri, doğa ve çevre manzaraları, günlük yaşantı barok dönemi sanat eserlerinde görülmektedir. Bu dönemde daha çok biçim zenginliği ve abartılı süslemeler karşımıza çıkmaktadır.

Soyluluk duygusu içeren görkemli dağınık canlı ve cansız figürler abartılı olarak yer almaktadır. Burada sanat eseriyle abartılı duygular verilmek istenirken Antik Çağ’ın özelliklerine başvurulmuştur.

Sanat eserlerinde durağanlıktan çok hareket hissedilmektedir. Bir nevi hareketin görüntüsü yerine hareketin yaşadığı hissi bu sanat anlayışıyla ortaya konulmuştur. Bir başka deyişle Rönesans’taki durağanlık Barok döneminde dinamizm olarak karşımıza çıkmaktadır.

Durağanlığa karşı dinamizmin yanı sıra simetriye karşı asimetri ve geometrik şekillere karşı eğrisel çizgiler tercih edilmiştir.

Rönesans dönemi sanat eserleri Barok dönemi eserlerine göre daha yüzeysel kalmaktadır.

Barok dönemi eserlerinde görülen derinlik Rönesans eserlerinde yoktur. Barok dönemi eserleri Rönesans’a göre daha karmaşıktır ve Rönesans’ta görülen çokluk yerine bütünlük vardır.

Barok sanatta ışık ve gölge hakimdir. Eserlerdeki dinamizm, canlılık ve derinlik duygusunu ışık ve gölge ayrıntıları ortaya çıkarmaktadır. Özellikle heykellerde açık form anlayışı ile fazla sayıda kıvrımlara başvurulması canlılık ve dinamizm hissini oluşturmuştur .

Barok dönemi heykellerinde taşkın, kabarık, kıvrımlı hareketli ve karmaşık biçimler ve figürler kullanılmıştır.

Barok dönemi genel özellikleri bakımından ilk akla gelen dinamizm canlılık, derinlik ve abartılı süslemedir.

Ancak bu abartının daha da üst seviyeye ulaştığı Barok dönemi içerisinde farklı bir dönem de vardır. Bu dönem “Rokoko” olarak adlandırılmaktadır.

18. Yüzyılın ortalarına doğru ortaya çıkmıştır. Barok döneminde karşımıza çıkan eğri çizgili motifler Rokoko döneminde de karşımıza çıkaktadır. Abartı ve zengin ışık oyunları burada da vardır. Ancak baroktan daha ince çizgilerin ve daha zarif kıvrımların yer aldığı kabul edilmektedir .

17. Yüzyılda Cenova’da inşa edilen saraylarda yer alan heykellerde Barok döneminin etkileri görülmektedir.

Versay Sarayı, Shönbrunn Sarayı, Belvedere Sarayı ve Dolmabahçe Sarayı Barok dönemi özelliklerini bünyesinde barındıran mimari eserlere örnek olarak gösterilebilir.

Barok dönemi mimari eserlerinde resim tamamlayıcı bir unsurdur.

Barok sanat anlayışı İtalya’da kilise etkisinde doğmuş olup tüm Avrupa’ya yayılmıştır.

Barok döneminin edebiyat üzerindeki etkisi Alman edebiyatında ortaya çıkmıştır. Barok sanatının diğer Avrupa ülkelerinden daha sonra ortaya çıktığı Almanya’da edebiyattaki Barok sanatı anlayışı üzerinde 30 Yıl Savaşları etkili olmuştur.

Resim, heykel ve mimaride olduğu gibi edebiyatta da durağanlığa karşı bir duruş olarak dinamizm tercih edilmiştir. Abartılı süsleme, dinamizm ve canlı renk motifleri öne çıkarılmıştır .

Barok edebiyatı Avrupa’da Katolik ülkelerde daha etkili olmuştur.

17. Yüzyıla hakim olan mezhep savaşları ve işkenceler ve göç gibi olgular nedeniyle insanların ruh haline hakim olan karamsarlık barok edebiyatın oluşmasında etkili olmuştur.

Bununla birlikte karşıt konular barok edebiyatında yer almıştır. Ölüm korkusu ve yaşama arzusu gibi konular birlikte işlenmiştir.

Bu dönemde oluşturulan eserlerde “Carpe Diem”, “Memento Mori” ve “Vanitas” gibi anı yaşamaya, hayatın geçiciliğine, ölümü hatırlamaya vurgu yapan özlü sözler edebiyatçılar üzerinde etkili olmuştur.

Barok Sanatının Temsilcileri:


Barok sanatının temsilcileri arasında, Annibale Carracci, Caravaggio (Erken Barok), Nicolas Poussin, Peter Paul Rubens, Vermeer, Rembrandt, Velazquez, Sir Anthony Van Dyck yer almaktadır.

Bu temsilciler barok sanatının gelişmesi konusunda önemli eserler ortaya koymuşlardır. 

Annibale Carracci, hem dekorasyon sanatının öncülerinden biri hem de ideal manzara resminin de kurucularındandır. Carracci’nin resimlerinde duygu ve mantığın eşit düzeyde verildiği görülmektedir.

Caravaggio, eserlerinde güçlü ışık ve gölgeye başvurarak resimlerinde dramatik düzenlemelere yer vermiştir.  

Nicolas Poussin ise keskin hatlar ve canlı renkler yerine duruluk, matlık ve düzenlilik ön plana çıkmaktadır. Barok sanatı içinde farklı bir alternatif olarak yerini almıştır.

Peter Paul Rubens, reform karşıtı sunak resimleri, portreler, canlandırma ögeleri içeren tablolarıyla barok sanatının önde gelen isimlerindendir. 

Rembrandt, ışığa ve gölgelere verdiği önem nedeniyle ışığın ve gölgenin ustası ismiyle anılan Hollandalı bir ressam ve baskı ustasıdır. 

Velazquez ise saraydaki görevi nedeniyle birçok soyluyu ve saray yaşamını resmetmesiyle tanınmaktadır.  “Gerçeğin gerçek ressamı” olarak anılmıştır.

Sir Anthony Van Dyck, sanat yaşamının başında Caravaggio’nun etkisinde kalsa da sonradan Rubens çizgisinde devam etmiştir. Sonradan kendi çizgisini oluşturarak özgün eserler vermiştir. Aynı zamanda Katolik bir ressam olan Van Dyck’in eserlerinde dindarlığın sonsuzluğu ve bitkin bir üzüntüyü yansıtan ince ayrıntılar vardır. Portrelerinde ölçülü ve yumuşak dokunuşlarla kendine özgü bir bark üslubu geliştirmiştir.

 

Görüş ve Önerileriniz İçin