Kanlı 1 Mayıs Nedir? Kısaca 1 Mayıs 1977 Olayı

 

Kanlı 1 Mayıs, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) tarafından 1977 yılı 1 Mayıs’ında, Taksim Meydanında düzenlenen miting sırasında çıkan olaylarda 37 kişinin hayatını kaybetmesi olayıdır.

 

 

1 Mayıs öncesinde sol gruplar arasında çatışma çıkacağı söylentilerinin yayılmasına karşın mitinge geniş bir katılım sağlanmıştı.

 

Katılımcılar Beşiktaş ve Saraçhane’de toplanarak iki koldan Taksim Meydanına doğru yürümeye başladılar.

 

DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler konuşmasına başladığı sırada, her iki koldan da alana girişler devam etmekteydi.

 

Maocu olarak nitelenen grubun Saraçhane’den İstiklal Caddesi yoluyla alana girişi sırasında Taksim Meydanındaki Sular İdaresi yönünden silah sesleri duyulmaya başladı.

 

Sular İdaresi binasının üzerinden mitinge katılanlar üzerine açılan yaylım ateşe, Intercontinental Oteli’nden (bugün The Marmara Oteli) de destek verildi.

 

Göstericilerden sadece birkaç tanesi kurşun yarasıyla hayatını kaybederken, çoğu çıkan panik sırasında ezilerek yaşamını yitirmişti. Toplam ölü sayısı 37, yaralı sayısı 136’ydı.

 

Basın ilk günlerde olayı sol gruplar arasında çıkan bir çatışma olarak duyurdu ve DİSK, olayların çıkmasından sorumlu tutuldu.

 

DİSK başkanı Kemal Türkler ise olayın ertesi günü yaptığı basın açıklamasında “İşçi sınıfının 1 Mayıs gösterisini kana bulayan faşist ve Maocu saldırganlar, Milliyetçi Cephenin (dönemin koalisyon hükümetine verilen isim),  emperyalizmin ve CIA’nın hizmetindedirler. Bu çevrelerin amacı seçimleri yaptırmamaktır” değerlendirmesini yaptı.

Kemal Türkler’e göre olay, 5 Haziran’da yapılacak genel seçimleri önlemeye yönelikti.

 

Olayın yarattığı ilk şok atlatıldıktan sonra basında, olayın sol gruplar arasındaki çatışma sonucu çıkmadığına ve alandakilere kimliği saptanamayan kişiler tarafından ateş açıldığına ilişkin değerlendirmeler yer almaya başladı.

 

Daha sonraki yıllarda bazı polis şeflerinin açıklamaları ve olay gününe ait telsiz çözümlemeleri olayın tamamen bir provokasyon olduğuna ilişkin kuşkuları pekiştirse de olay hiçbir zaman tamamen aydınlatılamadı ve olayın sorumluları yakalanamadı.

 

Nitekim bu olay, 1 Mayıs 1997’de, 20 yıllık hukuki zamanaşımı süresine uğradı.

 

 

 

 

Görüş ve Önerileriniz İçin