Saatleri Ayarlama Enstitüsü İnceleme ve Özeti

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” adlı romanı ilk olarak 1961 yılında yayımlandı. Yazar bu romanında ironik bir anlatım tekniği kullanarak doğu ve batı uygarlığı arasında bocalayan Türk toplumunu resmetmeye çalışmış ve uygarlık değişimi karşısında bireyin yaşadığı sarsıntıyı ele almıştır. Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanı; dengesiz ve arayış içindeki karakterleri aracılığıyla ele aldığı dönemin eleştirisini yapmıştır.

 

Birinci tekil şahıs anlatımının kullanıldığı romanda başkahraman Hayri İrdal’dır. Hayri İrdal’ın anıları biçiminde kaleme alınan roman, bu özelliğiyle bir anlamda hayali bir karakterin otobiyografik bir eseridir. Ayrıca Hayri İrdal’ın babası ve dedesinin yaşadığı döneme ait anlattıkları sayesinde, Sultan Abdülaziz döneminden başlayan ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerine (1950’li yıllara kadar) kadar uzanan sosyal değişim süreci, romanda başarılı bir biçimde okuyucuya aktarılmaktadır.

 

Ahmet Hamdi Tanpınar, Hayri İrdal adlı bu yarı meczup diyebileceğimiz karakter aracılığıyla, geçmiş özleminden kurtulamayan, geçmişe saplanıp kalan aydınları eleştirmektedir. Yazarın diğer eleştirileri ise İkinci Meşrutiyet’in ilânından başlayarak siyasetin güdümündeki sanat anlayışına, üniversite çevresinin kısır çatışmalarına ve devlet parasıyla zengin olmuşlaradır.

 

Hayri İrdal, dış dünyanın gerçekleriyle uzlaşamayan, günlük hayatı zengin hayal gücünün derinliklerinden izleyen, bir takım saplantılara takılıp kalmış, bu yüzden de aslında hayatının başlangıcında yenilgiyi kabullenmiş bir karakterdir. Romanın sonuna kadar düş ile gerçek arasında gidip gelen Hayri İrdal, bu özellikleriyle bir anlamda kendi dünyasıyla uyumsuz, kavgalı ve Batı karşısında aşağılık kompleksi içinde bulunan çağdaşı pek çok yarı aydını temsil etmekte, onların prototipi olarak işlev görmektedir.

 

Özetleyecek olursak, Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanında 1900’lü yılların başından 1950’li yıllara kadar geçen dönem ele alınmıştır. Bu dönem içerisinde Osmanlı Devlet’inden Cumhuriyet’e; Doğu medeniyetinden, Batı medeniyetine geçişte İstanbul’daki yaşayış bir bütün olarak ele alınmış; bu yaşayıştaki çelişki ve çatışma noktaları mizahi bir dille eleştirilmiştir. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın bu eleştiriyi yaparken kullandığı karakter ise Hayri İrdal’dır.