Latince “populus” yani “halk” kelimesinden türemiş olan popülizm kavramı, TDK’nın Güncel Türkçe Sözlüğünde “halk yardakçılığı” ve “Politik durumu dramatize ederek halkın ilgisini uyandırmak amacıyla yapılan politika” olarak tanımlanmaktadır.
Bu tanımdan anlaşılacağı üzere popülizm, günümüz literatüründe olumsuz çağrışımlara sahip bir kelimedir.
Popülizm, halkın öfkelerine, önyargılarına ve hayal kırıklıklarına hitap etmeye dayanan yani demagoji yapan ve bu sayede iktidarı ele geçirmeyi hedefleyen bir siyaset yapış tarzıdır.
Bu bağlamda popülizm, bir siyasal ideoloji olmaktan çok her türlü siyasal ideoloji tarafından (sağ, sol, muhafazakâr, sosyalist vs.) kullanılabilen bir politik ifade tarzı, bir siyaset yapma biçimidir.
Örneğin siyaset bilimi literatürü, popülizmi Latin Amerika ülkelerinde daha çok sol siyasetle ilişkilendirirken; Avrupa’da ise daha çok yabancı düşmanı sağ partilerin söylemleri popülizmle bağlantılı olarak görülmektedir.
Popülist hareketlerin ortak özellikleri ise özetle şöyle sıralanabilir:
- Toplumu “saf ve temiz halk” ile “yozlaşmış elitler” olmak üzere iki karşıt gruba ayıran popülist hareketler, kendilerini halkın gerçek temsilcisi sayarlar ve “halkın iyiliğini” sadece kendilerinin istediğini savunurlar. Bu düzlemde, “Yozlaşmış Elitler” olarak ilan edilenler ise, halkın ve halk iradesinin düşmanıdırlar.
- Popülizmde halk iradesi genellikle basit sayısal çoğunlukla (%50+1 gibi) belirlenir. Bu anlamda popülizm çoğunlukçu bir demokrasi anlayışını benimser. Çoğulculuk, muhalefet, azınlık hakları gibi demokrasinin diğer önemli bileşenleri, halk iradesini engelleyen, onu sekteye uğratan unsurlar olarak görüldüğünden hoş karşılanmaz.
- Popülizmde siyasal partiler gibi aracı kurumlar ikinci plana itilir. Asıl olan halkın iradesini temsil edecek olan karizmatik bir liderin varlığıdır. Siyasal partilerin işlevi ise çoğunlukla bu liderlerin “halkla ilişkiler bürosu” olmaktan öteye geçemez.
- Popülizm “daha fazla ve daha güçlü bir liderlik” talep eder. Lider, halkın yegâne ve tek temsilcisidir.
- Popülizmde liderlerin halkla kurduğu ilişki çoğunlukla doğrudan ve aracısız bir şekilde gerçekleşir. Halka yakınlık için sıklıkla gündelik dile başvurulur.
Sonuç olarak saydığımız bu özelliklerden de anlaşılacağı üzere, “demagoji yapmak” “biz-onlar ayrımına başvurmak”, “halkın tek gerçek temsilci olma iddiasında bulunmak” ve “dışlayıcı söylemler kullanmak” popülist siyasetin genel karakteristiğidir.
Popülizm, sağ ve sol siyaset arasındaki ayrımın giderek silikleştiği ve parti siyasetinin yerini lider siyasetine bıraktığı günümüz politik ortamının en belirleyici kavramlarından biri olma özelliğine sahiptir.
Nitekim ünlü siyaset bilimci Ivan Krastev, bu gerçekten hareketle, yaşadığımız çağı “popülizm çağı” olarak adlandırmıştır.