Moğolların en bilinen özelliklerinden birisi -kulağa biraz galip gelse de- dinsel hoşgörüleridir.
Egemenlik kurdukları toplumlarda dinsel inançlara müdahalede bulunmamışlar, din adamlarının tartışmalarını ilgiyle takip etmişler, onları vergiden muaf tutmuşlar ve ibadetlerini tam bir özgürlük içinde yapmalarına izin vermişlerdir.
Hatta daha da ileri giderek zamanla bu dinleri benimsemişlerdir. İslamiyet’i kabul eden Altın Orda hükümdarı Berke Han ve İlhanlı Hükümdarı Gazan Han, buna birer örnektir.
Moğolların Anadolu’da Mevlâna ile kurdukları ilişki ise onların dinsel hoşgörüsüne iyi bir örnektir.
Anadolu’daki Moğol istilasının ardından Konya’daki tekkesinde faaliyetlerini sürdürmeye devam eden Mevlâna (ö.1273)’nın Moğollar tarafından hürmet gördüğü bilinmektedir.
Bu nedenle günümüzde amiyane tabirle Mevlana’nın bir “Moğol Ajanı” olduğu ve Moğol zulmünü onayladığı şeklinde görüşler bulunmaktadır. Bu görüşlere göre Mevlâna, Anadolu etrafına Moğol propagandası yapan, Anadolu daki Moğol işgaline zemin hazırlayan ve bu doğrultuda Moğol yanlısı Selçuklu yöneticilerini destekleyen ve Moğol yanlılarını kayıran bir kişidir.
Gerçekten de Mevlânâ katıldığı tüm toplantılarda, Moğollar hakkında yapılan eleştirilere karşı çıkmakta, onlar hakkında olumsuz yorumlar yapılmasını istememekteydi.
Hatta Moğol İmparatorluğunun kurucusu Cengiz Han için övgü dolu sözler yazmış onun imparatorluğunu ve meziyetlerini sıklıkla övmüştür. Mevlânâ’nın bu faaliyetleri Moğolların dikkatini çekmiş ve takdirlerini kazanmış; Moğollar kendilerini destekleyen Mevlana’yı koruyup kollamışlardır.
Birçok tarihçi Mevlana’nın bu şekilde hareket etmesini iki şekilde açıklamaktadır. İlki, Moğolların dinsel inançlar karşısındaki hoşgörüleri; ikincisi ise kültürel ve inançsal açıdan değişime olan açıklıkları.
Bu görüşe göre Mevlâna, Moğolları müslüman yapmayı arzuluyordu.
Nitekim ünlü eseri Dîvân-ı Kebîr’de geçen, “Moğollardan korkuyorsanız, Allah’ı tanımıyorsunuz demektir. Siz onlara (Moğollara) baktığınızda kafirleri görüyorsunuz, ben ise geleceğin müminlerini.” sözü bu bağlamda karşılığını bulmaktaydı. Yani Mevlâna için Moğollar, kafir değil Müslümanlaşmayı bekleyen gafillerdir. Nitekim rivayete göre bu beyitten yaklaşık 30 yıl sonra Müslüman olan İlhanlı hükümdarı Gazan Han, bu beyti, giydiği kaftana altın telle işletmiştir.
Mevlananın bu hareket biçimini açıklamaya çalışan bir başka görüş ise, ailesiyle birlikte Moğol istilalarından kaçarak Anadolu’ya gelen Mevlana’nın Maveraünnehir ve İran’daki Moğol istilalarına şahit olmasıdır. Bu görüşe göre Moğollara karşı mücadele etmenin bir fayda vermeyeceğini düşünen Mevlâna, onlara karşı gelenler nedeniyle Anadolu’nun tahrip edilmesini engellemek istemiştir.
Bu dönemde ortaya çıkan bir başka dini-siyasi kanat ise Moğollara karşı direnişi ve Bizans’a yakınlığı nedeniyle Moğol hakimiyetinin güçlü hissedilmediği Batı Anadolu topraklarında yeniden toparlanmayı öngörmektedir. Bu kanatın öncülüğünü yapan isimler Sadreddin Konevî ve Ahi Evran‘dır.
Ahîler başta olmak üzere bazı Türkmen zümrelerinin Anadolu’da Moğol muhalefetinin temelini oluşturması ve Moğollara karşı direniş göstermeleri, Moğol otoritesinin ödenmesini emrettiği vergileri vermeyi reddetmeleri ve ödememek için isyanlar çıkarmaları göz önüne alındığında bu iki kanatın birbiriyle çeliştiği açıkça görülmektedir.
İşte Mevlana’nın “Moğol Ajanı” olup olmadığı konusunda tartışma da bu eğilimlerden hangisinin doğru olduğuna dair sürdürülen bir tartışmanın uzantısıdır.
Ancak “doğruluk” larından bağımsız olarak öngörülen iki stratejinin de kendilerince başarılı olduğu söylenebilir. Zira Konevî ve Ahi Evran’ın öngördüğü strateji Osmanlı Devletinin kurulmasıyla başarıya ulaşırken; Mevlânâ Celâleddin Rûmî’nin stratejisi ise 1294 yılında Gazan Han’ın Mahmud adını alıp Müslüman olmasıyla başarıya ulaşmıştır.
Açıkçası ilk defa duydum bugün hocamdan baya şaşirdım sınıftakilerin bazıları bunu direk kabul edil vay vatan hani bundan sonra onu sevmiyorum demeye başladır çok gıcık oldum çünkü böyle her bilgiyi sorgulamadan alırlarsa eyer çok kullanılır yönlendirilirler.Mavlanaya gelincde biraz baktım hocanın dedikleri az çok doğruymuş ama mevlananın bazı sözleri bunu yalanlıyor meşale “ne olursan ol gel” bunu diyyen bir adammın türk düşmanlığı yapması biraz garip ama bana göre ne olursa olsun bizim şehitlerimizin kanını dökenlerle işbirliği olmaz onlara islamı anlatmaya çalişirsin ama onları desteklemek hainlik sır “bugünün fetösüne benzer”hocamızın dediği gibi.Ama bu alimloğini yanlışlamaz.
87 yılında rumi mevlanaya moğol ajanı diyenm amcaoğlu ile kavga edip 92 yılında niversite hain diye hocam ile tartıştım…bana oku araştır ondan sonra terbiyesizlik yap dedi…92 den 2020 yılına kadar 28 yıl araştırdım ve maalesef %99.9 haklılar..hain diyemem ama moğollarla bir olup mogollara karşı mücaedele eden 94 yaşındakı AHİ EVRAN I müridi ve moğalalra atattığı vali cacabey leev hapsinde iken öldürttü….konuşulacak çok şey var ARAŞTIRIN.. mevlana bir evliya ermiş değil dini yönü olan değerli bir filozofdu EVLİYA DEĞİL ARAŞTIRIN maalesef üzüleecksiniz. TÜRKLER Hakkındaki ifadeleriNE İNANAMAYACAKSINIZ.. TÜRKLER ve TÜRKLER LE İLGİLİ her şeyden nefret eder FARSI-MOĞOLU ARABI özellikle RUM ları daha üstün tutardı RUMİ denilmesinin bir nedeni de budur.. ARAŞTIRIN İLAHLAŞTIRMAYIN PEYGAMBER MERTEBESİNE KOYMAYIN AMA SEVİN…iyi bir filozof evliya veli olamayan CİHAD EDEN TÜRKE karşı Moğolları tutan bir…… ‘dir
Olan ahi evrana oldu ya ister ajan olsun ister veli ben anlamam memleket sevdalısı bir alimi katlettirmek nedir günümüzün koltuk sevdası o zamanda da vardı demek vaazı herkes verir makamı kimse vermek istemez.
Siyasi istikbalini dusmanda görüp memleketin dört bir yanınim yikilip yakılmasına göz yuman her kişi haindir Konya’ya her gittiğimde allatin tepesine çıkar Moğol istilasında can veren ceddim için el açar dua ederim hainler içinse Rabbimden şüheda hakki için cennet yüzü göstermesin diye dua ederim Anadolu Türkmen aşiretleri böylesi için yattığı yer yun tarağı oldun der
Mevlana’ya Moğol ajanı diyeni iyi araştırmak lazım. Ispatını delilini sorarlar belgelerini koy derler: )
Ahi Evran ne yaptırdığı yetmez mi