Emmanuel Joseph Sieyès’in Siyasal Düşüncesi

     Etats Generaux’u toplantıya çağıran kral, krallığın bütün eğitimli kişilerinden bu toplantıya ilişkin görüşlerini ve bilgilerini sunmalarını isteyen bir kararname çıkarmıştı. Bu dönemde düşünceleriyle en fazla dikkat çeken isim ise, “Üçüncü Tabaka Nedir?” adlı risalesiyle bir din adamı olan Emanuel Sieyes’tir.  Sieyes’e göre, soyluların dışındaki insanlardan oluşan üçüncü tabaka, topluma yararlı tüm işleri yerine getirdiği için her şeydir.

 

     Özünde her şey olan üçüncü tabaka, soyluların her şeyi gasp etmiş olmaları nedeniyle bugüne dek bir hiç konumuna indirgenmiştir. Oysa akla, doğal hukuka aykırı olarak ayrıcalıklara sahip olan asalak soylular, gerçekte toplumsal örgütlenmenin içinde bile değillerdir. Çünkü bir toplum, ortak bir düzen ile ortak bir hukukun varlığını zorunlu kılar. Fakat soylular, ayrıcalıkları nedeniyle bu ortak şeylerin, dolayısıyla toplumun dışındadırlar.

 

    Sieyes böylece yasalar önünde eşit hak ve yükümlülüklere sahip bir ulus kurgulamış ve Rousseau’da olduğu gibi ulusu iktidarın kaynağı olarak kurgulamıştır. Ancak, egemenliğin ulus adına hareket etmeye yetkili temsilciler aracılığıyla kullanılacağını söyleyerek Rousseau’nun yadsıdığı “temsil mekanizması” nı meşrulaştırmaya çalışmıştır. Sieyes temsil organını (meclisi) egemenliğin ta kendisi ya da egemenliğin somutlaştığı yer haline getirir.

 

     Çünkü ona göre, ulusal irade, hatta ulus, temsilde ve temsille ortaya çıkar. Rousseau’nun genel iradesi, Sieyes’in elinde ortak ya da ulusal irade olup halktan-ulustan temsilciler meclisine doğru yer değiştirir. Halk-ulus soyut bir bütün olarak konuşamayacağına göre, onun adına konuşacak, irade ortaya koyacak somut bireylere gereksinim vardır. Bu açıdan Sieyes’in tezleri reel politik açıdan, Rousseau’nun yaklaşımına göre daha işlevseldir.

 

     Siyasetin ilkelerini bu şekilde ortaya koyan Sieyes, Fransa için bir anayasa yapılması gerekliliği üzerinde de durur. Bu anlamda “toplum sözleşmesi” kavramını da somutlaştırmış olur. Ona göre anayasayı yapacak olanlar, ulusun sözcüleri olarak ulusal iradeyi dile getirecek olan temsilcilerdir.

 

     Üçüncü tabakanın nüfus oranında temsil edilmesi, parlamentoda oy kullanma hakkının tabaka değil temsilci esasına göre belirlenmesi gibi bugün bakıldığında oldukça makul görünen radikal talepler de, ilk olarak Sieyes tarafından dile getirilmiş ve düşünür devrime giden yolda başrol oyuncusu olarak ortaya çıkmıştır.