Demokrasi Nedir? Demokrasi Çeşitleri Nelerdir?

Demokrasi Nedir? Demokrasinin Kısaca Tanımı

 

Demokrasi kelimesi eski Yunan dilinde ‘halk’ anlamına gelen demos ve ‘güç, yönetim, iktidar’ gibi anlamlara gelen kratos sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşturulmuş; Halkın gücü ve iktidarı anlamına gelen bir sözcüktür. Anlamının da işaret ettiği üzere, demokrasiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran başlıca özelliği, yönetimin kararlarından etkilenen halka yönetime katılım hakkı vermesidir.

 

Peki, Halk yönetime nasıl katılacaktır?

 

Demokrasi kavramının ilk olarak ortaya çıktığı coğrafya olan Atina’da, M.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda, köleler, kadınlar ve çocuklar dışında kalan tüm yurttaşlar, doğrudan ve sürekli olarak karar mekanizmaları içinde aktif olarak rol oynamışlardır.

 

Ancak yüzyıllar içerisinde nüfusun artması, şehirlerin büyümesi ve toplumların gereksinimlerinin çoğalarak karmaşıklaşması sonucunda, Atina’daki doğrudan demokrasi modelini uygulamak oldukça zorlaşmış ve başka çözüm yolları aranmıştır.

Farklı Demokrasi Türleri

Temsili Demokrasi:

 

Bu arayışın sonucunda 17. yüzyıl ve sonrasındaki dönemde, Avrupa toplumları kendilerini temsil etmek üzere oy vererek seçtikleri temsilcileri meclise gönderdikleri bir modeli benimsemiştir.

 

Temsili demokrasi olarak anılan bu model, günümüzde en çok bilinen ve yönetimi için ‘demokratik’ nitelemesinin yapıldığı tüm devletlerde ortak olarak uygulanan modeldir. Bu modele göre, oyların sayımı sonucu ortaya çıkan tabloda, en yüksek oyu alan parti, yani temsilciler topluluğundan oluşan siyasi örgüt, ülkeyi ve toplumu bir sonraki seçimlere kadar yönetme hakkını elde eder.

 

Yine bu modelin bir özelliği olarak, ülkeyi ve toplumu yönetmeye aday olan ve seçim sonucunda iktidara gelen siyasi kişilikler veya partiler, yine bir seçim sonucunda iktidardan düşerler. Yönetenlerin seçimle iktidara geldiği bu sistemde, oy vermek seçmenin en önemli gücüdür. Bu güç, sağlıklı işleyen demokrasilerde, partilerin ya da profesyonel siyasetçilerin yetkilerini kötüye kullanmaları riskine karşı bir güvence oluşturur.

 

Temsili demokrasi modeli bu riskin yanında başka riskleri de bünyesinde barındırır. Bu risklerin önüne geçebilmek adına temsili demokrasiye eklenen farklı mekanizmalar ile temsili demokrasinin alt modelleri diyebileceğimiz farklı demokrasi modelleri ortaya çıkar.

 

Katılımcı Demokrasi:

 

Bu modellerden ilki katılımcı demokasi modelidir. Temsili demokrasi, siyasetçilerin yetkilerini kötüye kullanmaları riski dışında bir başka risk daha taşır, o da halkın siyaset mekanizmasında seçimden seçime varlığı anımsanan bir oy deposu olarak algılanmasıdır.

 

Bu riskin önüne geçebilmek için, yurttaşların seçimler dışında siyaset alanına meşru taleplerini iletebildikleri, yönetime katılabilmeleri için seçim dışındaki alternatif kanalların açık olduğu ve demokrasinin özüne yakışır bir biçimde bu kanalların kurumsal hâle getirildiği bir temsili demokrasi modeli gerekir.

 

Bu tarz bir temsilî demokrasi modeline katılımcı demokrasi adı verilir.

Plebisiter Demokrasi:

 

Yine temsili demokrasi çatısı altında halkın kendi geleceği ve kaderi hakkındaki kararlara katılma mekanizmalarından biri de plebisiter demokrasi modelidir. Plebisiter demokrasi adı da verilen bu katılım mekanizmasının, daha çok referandum vb. araçları içerdiği ve halkta yönetim üzerinde daha fazla söz sahibi olduğu duygusunu uyandırdığı söylenebilir.

 

Fakat plebisiter demokrasi modelinin, profesyonel siyasetçilerin halkı kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmesine, yani halkın kararlarını kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmesine ve etkilemesine de çok açık bir model olduğunu belirtmek gerekir.

 

Demokrasiye İlişkin Farklı Yaklaşımlar

 

Genel de uygulamada görülen bu demokrasi türleri yanında demokrasi türlerinin dayandıkları temel ilkeleri belirleyen farklı demokrasi yaklaşımları da bulunmaktadır.Bunların başlıcaları: liberal demokrasi, sosyal demokrasi ve sosyalist demokrasi olarak adlandırılabilir

Liberal Demokrasi:

 

Liberal demokrasi, bireyi temel alan, hak ve özgürlüklerin en geniş biçimde yaşanmasını savunan bir demokrasi yaklaşımıdır. Bunun yanında, liberal demokrasi, çoğulculuğu, serbest piyasa ekonomisini, sivil toplumu, özel yaşamın dokunulmazlığını ya da bireyin özerkliğini ve karşılıklı hoşgörüyü de savunarak bunları demokrasinin vazgeçilmez unsurları olarak görür.

 

Günümüzde çoğu Batı ülkesi liberal demokrasi anlayışından doğan çeşitli sistemlerle yönetilmektedir.

 

Sosyal Demokrasi:

 

Sosyal demokrasi yaklaşımını savunanlar ise liberallerde eksik gördükleri aile ve ekonomik alanı da işin içine katmak suretiyle demokrasinin hak ve özgürlükleri genişletme sorumluluğuna vurgu yaparlar.

 

Bir sosyal demokrat için birey, yönetime katılımda, evde ve iş yerinde de özgür olmalıdır.

 

Bireyin, çalışma ve sosyal hizmet alma hakları yasalarla güvence altına alınmalı; işyerinde sendikal örgütlenme, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerden ücretsiz olarak yararlanmalıdır.

 

Sosyalist Demokrasi:

 

Sosyalist demokrasi yaklaşımı ise demokrasinin halk yönetimi olması hususunda diğer yaklaşımlarla aynı fikirdeyken; özel mülkiyete karşı çıkması bakımından, liberal demokratlarla taban tabana karşıt bir konumda yer alırlar.

 

Ekonomik eşitlik olmadan siyasi eşitliğin olamayacağı düşünen sosyalist demokratlar, günümüzdeki kapitalist düzene göre şekillenmiş bir toplumda bireyin gerçek anlamda özgür olamayacağını savunurlar.

 

Sosyalist demokratlara göre, bir toplumda bireyler arasında eğitimde, sağlıkta vb. alanlarda olanak ve fırsat bakımından eşitsizlikler varsa o toplumda gerçek bir demokrasinin varlığından söz edilemez.