Çevre Etki Değerlendirmesi ÇED Kısaca Nedir? Amacı Nedir?

ÇED’in amacı, gerçekleştirilmek istenen ve çevre üzerinde önemli olumsuz etkileri olabilecek faaliyetler hakkında yetkili birimlerce onay verilmeden ya da karar alınmadan önce bunların çevresel etkilerinin araştırılarak önlenmeye çalışılmasıdır.

ÇED’in bir diğer önemli amacı, faaliyetlerin gelecekte yol açabileceği olumsuz çevresel etkileri önceden hesaba katmak suretiyle, çevre hukukunun en temel ilkesi olan önleyiciliğin gerçekleştirilmesini sağlamaktır.

Çevresel açıdan elverişsiz yatırımların önlenmesini esas alan ÇED, katılımcı, önleyici, bütünleştirici ve disipline arası teknik bir araçtır ve aynı zamanda bir süreçtir.

 

ÇED’in bir süreç olmasının doğal sonucu bu süreçte her birinde değişik işlemlerin yapıldığı ilk inceleme, kapsam belirleme, rapor hazırlama, raporun incelenmesi, karar, proje sonrası gözetim ve denetim şeklinde çok sayıda aşamanın var olmasıdır.

 

Ancak ülkelerin ÇED kavramına olan değişik yaklaşımları nedeniyle bu aşamaların tümü her ÇED sisteminde bulunmamaktadır.

ÇED’in Türkiye’deki uygulamasına bakacak olursak, AB uygulamasının esası olan liste sisteminin benimsendiği görülür.

 

Bu sistemde, bir projenin çevre üzerinde önemli etkileri olup olmadığının belirlenmesi, yasa koyucu ya da ilgili idari birim tarafından listeler hazırlanırken yapılmaktadır.

 

Dolayısıyla uygulayıcı birime bu konuda genel bir takdir yetkisi bırakılmamaktadır. Listeler önemlilik ölçütüne göre belirlenirken bu önemin fazla görüldüğü projeler doğrudan ÇED’ne tabi projeler, daha az önemli görülenler ise “ÇED ön incelemesine tabi projeler” listesine alınmaktadır.

 

Böylece bu ikinci listedeki projelerin ÇED’ne tabi kılınıp kılınmayacağının kararının verilmesinde uygulayıcı birimler etkili olabilmektedir.

 

Bu iki listenin uygulamadaki karşılığı EK-1 ve EK-2 listeleridir. EK-1 listesi nükleer santraller, termik santraller, toplu konut tesisleri (2000 ve üzeri) ve havaalanları gibi büyük projelerin yer aldığı listedir. Bunlar için ÇED yapılması zorunludur.

 

EK-2 listesinde ise EK-1 listesindeki projelere ilişkin alt sınırlar üst sınır olarak belirlenmiş; aradaki büyüklüklerin altında kalan bazı projelere yeniden alt sınır saptanarak bunun altındaki projeler liste dışı bırakılmıştır.

 

EK-2 listesinde yer alan projeler için bir ön inceleme yapılır ve bu ön inceleme sonucunda, bu projelerle ilgili olarak ÇED gerekip gerekmediğinin belirlenir.

 

Ülkemizde ÇED sürecinin geneline ve bu sürece katılıma ilişkin mevzuat düzeyindeki ve uygulamadaki bazı gerçekler, ÇED anlayışının yerleşmesini geciktirdiği gibi bu sürecin etkililiğini de engellemiştir.

ÇED yönetmeliğinin Çevre Kanunu’ndan on yıl gibi uzun bir süre sonra çıkarılması, yönetmelikte sürekli geriye dönüş niteliğinde değişiklikleri yapılması bazı kanunların geçici maddelerle uygulama dışında bırakılması ya da ertelenmesi, yatırımcıların etkisiyle değerlendirmelerin gerektiği gibi yapılmayarak projelerin çoğuna onay verilmesi, yükümlülüklerine uymayanlara gerekli yaptırımların uygulanmayışı, bu bağlamdaki olumsuzluklardır.

Görüş ve Önerileriniz İçin