Çevre Etiği ve Çevre Hakkı Nedir?

 

Çevre Etiği Nedir?

 

İnsanın doğa karşısında nasıl davranması gerektiğini sorgulayan çevre etiği, insanın canlı ve cansız varlıklara karşı olan davranışlarında ideal olanın ne olduğunu bulmaya çalışan bir yaklaşımı ifade etmektedir. İnsanın doğaya karşı davranışlarını sorgulayan etik öğretiler, “insan merkezli çevre etiği” ve “ekoloji merkezli çevre etiği” olarak ayrılabilir.

 

İnsan merkezli çevre etiği, çevre korumacılığını içeren bir algı biçimidir. Bu anlamda doğanın kontrol edilmesi ve doğadan daha fazla yarar sağlama amaçlarını güder. Bu etik anlayışında çevre, insan için korunmalıdır.

 

Ekoloji merkezli çevre etiği ise, insanı, canlı ve cansız varlıkları sistem yaklaşımı içinde bir bütün olarak ele alır ve diğer varlıkları insana olan faydasına göre değerlendirmez. Doğa kendi başına bir değer olarak korunmak zorundadır. İnsan, çevreye müdahale eden bir varlıktır. Bu anlamda ekolojik merkezli çevre etiğinin doğaya müdahaleye tamamen karşı çıktığını söylemek doğru bir ifade olmaz. Bu etik anlayış daha ziyade, doğaya müdahalenin ekolojik dengeyi bozmayacak bir seviyede kalması gerektiğini savunur.

 

Çevre etiğinin gelişimine bağlı olarak “Çevre Hakkı” da gelişmeye başlamıştır.

 

Çevre Hakkı Nedir?

 

İnsanların sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı olarak özetlenebilecek olan Çevre Hakkı ilk olarak 1972 Stockholm Konferansında gündeme gelmiştir. Ayrıca çevre hakkı, insan hakları evrensel beyannamesinin dayanışma hakları bölümünde de yer almaktadır. 1982’de bu hak bir çok ülkenin anayasasında yerini almaya başlamıştır. 1992 Rio Konferansıyla beraber ise çevre hakkının kapsamı genişletilmiştir. Çevre Hakkı aşağıdaki hakların birleşiminden oluşur: 

Bilgi Edinme Hakkı:

 

Çevreyi bozabilecek nitelikte ya da çevre için tehlikeli olabilecek özel program ve projelerin kamuoyuna duyurulması, çevre hakkının gerçekleştirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bilgiye ulaşma hakkı, çevreyi olumsuz yönde etkileyen ya da etkileme olasılığı bulunan plân, program ve faaliyetlere ilişkin bilgi ve belgelerin devlet tarafından yayımlanmasını, dolayısı ile bu bilgi ve belgelere serbestçe ulaşılmasını gerekli kılar.

 

Başvuru Hakkı:

Başvuru hakkının kullanılabilmesi için hak sahiplerine, zararı önlemek, gidermek veya zarar veren eylemi durdurmak amacıyla şikâyette bulunma olanağı veren ve yürütmenin durdurulması gibi acil durumlara ilişkin usulleri de kapsayan idarî ve yargısal başvuru yollarının tanınması gerekir. Bu yolla çevresel değerlerin korunmasına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere ve çevreye zarar verenlere idarî, hukukî ve cezaî yaptırım uygulanabilecektir.

 

Katılım Hakkı:

Katılım, çevre hakkının gerçekleştirilme araçlarından bir diğeri, belki de en önemlisidir. Zira sağlıklı ve ekolojik açıdan dengeli bir çevrede yaşama hakkının tanınması, sadece tarafsız bir bilgilenme ile değil, aynı zamanda bireylerin ve toplumun geleceğini olumsuz yönde etkileyebilecek idarî faaliyetlere katılımında anlam kazanmaktadır.

 

Eğitim Hakkı:

Herkes çevre konusunda yeterli eğitim alma hakkına sahiptir.

Görüş ve Önerileriniz İçin