Arap Baharı, Tunus’ta zabıtalar tarafından tezgâhına el konulan Muhammed Buazizi adlı genç bir işportacının kendini yakması üzerine 10 Aralık 2010’da Tunus’ta patlak veren ve ardından Ortadoğu’nun geneline yayılan protesto olaylarıdır.
Kısa zamanda neredeyse bütün Arap ülkelerine yayılan Arap Baharı, kimi despotik rejimlerin düşmesini sağlarken; aynı zamanda Ortadoğu’yu uzun yıllar sürecek bir kaosun içine sokmuştur.
1968 Prag Baharı olayına izafeten bu ismi alan Arap Baharı protestoları;
– İşsizliğe,
– Enflasyona,
– Siyasi Yozlaşmaya,
– Diktatörlüğe,
– Suiistimallere ve
– Kötü yaşam koşullarına tepki olarak doğdu ve gelişti.
Facebook, Twitter gibi sosyal medya araçları sayesinde hızla yayıldı. Bu araçları kullananlar, daha çok dünyayı bilen ve hallerinde şikâyetçi olan eğitimli orta sınıflar ve özellikle de genç kesimlerdi.
Burada, “kötü yaşam koşullarına tepki” konusuna özellikle dikkat etmek gerekir. Zira çok uzun zamandır baskı altında yaşayan bu halklar, bilişim teknolojileri sayesinde yaşam koşullarını Batı’yla karşılaştırabildiler ve içinde bulundukları kötü yaşam koşullarının daha iyi farkına vardılar.
Ayrıca bu tepkilerin, yükselen gıda fiyatlarıyla da çok önemli bir ilişkisi vardı. Çünkü değişen iklim koşulları, su sıkıntısı, gıda hammaddelerinin bio-yakıt üretmekte kullanılması, kırsal nüfusun kentlere hücumu, zenginleşen Yarı-çevre ülkelerde talebin artması, gibi birtakım sebepler sonucunda Dünyada gıda fiyatları yükselişe geçmişti. Bu yükselişten en başta etkilenenler ise Orta Doğu halklarıydı.
Diktatörlükler yıkılınca, çoğunlukla duruma askerler el koydu. Tunus ve özellikle Yemen’de hükümetler askerlerin öncülüğünde kuruldu. Mısır’da ise Mübarek, görevden ayrılarak yetkilerini Yüksek Askeri Konseye devretti. Bu konsey daha sonra başbakanı atadı. Ancak kısa süre içerisinde Mısırda da yönetim tamamen askerlere geçti.
Arap Baharına tüm dünya gibi hazırlıksız yakalanan Türkiye ise olaylar karşısında nasıl bir tutum takınması gerektiği konusunda sendeledi: Libya’da bocaladı, Suriye’de ise nereye gideceği belirsiz sert ve riskli bir politikaya girişti.