Demokrat Parti’nin Kuruluşu

 

İsmet İnönü, İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesinin ardından 19 Mayıs 1945’te yaptığı konuşmada, demokrasiye geçileceğine yönelik sinyaller verdi.

 

Bu açıklama, çok partili siyasal hayata geçişin önünü açan bir gelişmeydi. Bu gelişmeyi tamamlayan en önemli olay ise Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan tarafından 7 Haziran 1945’te CHP Meclis Grubu Başkanlığı’na sunulan ve Dörtlü Takrir olarak adlandırılan önergeydi.

 

Bu önerge ile, bu dört isim demokratikleşme yolunda bazı isteklerde bulunmuşlardı.

 

Dörtlü Takririn CHP Meclis Grubu tarafından reddedildi. Ancak bu dört isim için bardağı taşıran son damla, şiddetle muhalefet ettikleri “Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu” adında bir kanunun 11 Haziran 1945‘te meclisten geçirilmesiydi.

 

Bu kanunun kabul edilmesinden yaklaşık 3 ay sonra 17 Eylül’de Celal Bayar milletvekilliğinden istifa etti.

 

CHP Meclis grubu ise 25 Eylül tarihli toplantısında Adnan Menderes ve Fuat Köprülü’yü parti içi disiplini bozdukları gerekçesiyle partiden ihraç eti. Ardından Refik Koraltan için de 27 Eylül’de ihraç kararı alındı ve böylece takrir sahiplerinin hepsi partiden uzaklaşmış oldu.

 

Bu sırada CHP lideri ve Cumhurbaşkanı olan İnönü, 1 Kasım 1945’te yaptığı bir konuşmada demokrasiye geçiş konusundaki kararlılığını tekrar dile getirerek; Türk demokrasisinin en önemli eksiğinin, iktidar karşıtı bir partinin yokluğu olduğunu ifade etti. İnönü’nün bu konuşması, kuruluş hazırlıkları devam eden yeni partinin bir nevi ön duyurusu oldu.

 

Nitekim kısa bir süre sonra, 7 Ocak 1946’da Demokrat Parti kuruldu. Kurucular, Dörtlü Takririn altında imzaları bulunan Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan‘dı. Partinin genel başkanlığını ise Atatürk’ün son Başbakanı olan Celal Bayar üstlendi.

 

 

Programı, siyasette Demokrasi, ekonomik yaşamda Liberalizm ilkeleri üzerine temellendirilen Partinin kurulmasıyla birlikte, CHP iktidarından uzun yıllardır hoşnut olmayan kesimler partiye büyük ilgi gösterdi. Bu ilginin bir sonucu olarak hem milletvekili düzeyinde hem de toplumsal katman düzeyinde CHP’den DP’ye kitlesel ölçekte katılımlar gerçekleşti.